7 saat geçti, en sonunda otobüsle 22 adam geldi. Otobüse bindik. Ofise uzak bir yerde durdurdum otobüsü şöförü uyararak. "Beyler sabaha karşı gireceğiz. Önünüze geleni acımadan öldürün." dedim. Saat daha 19.00 civarıydı. Çok vakit vardı, durmadan Sena ile konuştum. Telefon sarjım saat 01.00 gibi bitti. "Seni çok seviyorum." oldu son mesajım Senaya. içeri girmemize çok kalmamıştı.

"Yiğit biz içeri girmeyeceğiz." dedim. Tip tip baktı bana. "Lütfü gibi olmasını istemiyorum baskın basanındır, küçük bir ofis." dedim. "Bu adam burda uyuyorsa güvenliğini almıştır." dedi. "Uzatıyorsun Yiğit, ölmek gibi bir planın varda bana mı söylemiyorsun." dedim. "Öldürmek gibi bir planım var ama erkek gibi öldüreceğim." dedi. "O babanı erkek gibi öldürmedi." dedim.