neyse efenim, gülüşmeler falan derken bilgisayarın başına geçtim virüs taraması yapıp olan virüsleride elimden geldiğince sildim.

sonra tabi ki müsademi isteyip eve çıktım, o gün şevvali düşünerek kaç posta attığımı bilmiyorum.

o günden sonra şevvale aramızdaki bağ eskisi gibi olmamıştı, daha samimi olmuş ince espriler yapar olmuştuk. bazen şakasına kalçasına tokat atardım, tabii bundan zevk alırdım bel ki oda bilinmez ama hiçbir zaman bu hareketimden dolayı bana kızmadı.

günler sonra tekrar pendik çarşıya inmek için yola koyuldum, durakta otobüsü beklerken sigara yakacaktım ki o da ne ? karşımda duran kişi şevvaldi

oda pendik çarşıda arkadaşlarıyla buluşacakmış, neyse efenim biz konuşurken otobüs çıkageldi, önden şevval sonra ben bindik otobüse. Tabi ki ben centilmenlik abidesi ergen olarak kıza akbil bastırmadım, onunkini de ben bastım.

Otobüs çok doluydu, ite kaka orta bölüme ulaşmıştık. iett otobüslerindeki orta bölüme geçtik ikimizde. otobüs o kadar doluydu ki iğne atsanız yere düşmez panpalar.

otobüste erkek abazalar olduğu için şevvale istersen önüme geç rahatsız oluyorsan der demez hemen geçti önüme.

bizim semtte çok çukur olduğu için, otobüs her sallanışında ileri geri hareketler yapıp aklımca kendimi tatmin etmeye çalışıyordum.

koca otobüste kuş ötmeye başladı, kalktıkça keser sapı olmaya başladı pekekent, artık iş çığırından çıkmıştı, kotu yırtıp dışarı fırlayacak gibiydi resmen artık otobüstekileri ve şevvali aldırmadan git gel yapmaya başlamıştım, kendimi kaybetmiştim adete esrar almış bir keko gibiydim kafam 1 milyondu hayatımın en güzel anlarını yaşıyordum...