istisnasız tamdıbını ananın al yanaklarını tokatlaya tokatlaya, ak gerdanlarını katır gibi hart diye ısıra ısıra, amcıklarını topuklarımla tekmeleye tekmeleye gibmek istiyorum. bir doğulu gibi gibmek istiyorum, moderniteden uzak. zalim, pervasız ve gaddarca. taammüden ve canice hisle ırzlarının sahibi olmak istiyorum. adetliyken gibmek istiyorum inci sözlük kaşarlarını, sancılı sancılı, ifrazatlı bi gibiş olsun istiyorum. trabzon bandıralı yannanımı inci sözlüğün otoban fahişelerinin kanamalı amcıklarından içeri büyük bir nefret ve kinle saplamak istiyorum. garez ve öfke dolu kimliğimden zerre'i miskal ödün vermeden, 3 oktavlık tiz çığlıklarına, kafa giben yüksek frekanslı böğürüşlerine, elma yanaklarından sütlaç gerdanlarına akan tuzlu gözyaşlarına aldırmadan, am dudaklarından kasıklarına sızan ılık adet cerahatlerini görmezden gelerek, her bir saplayışımda deviri giderek artan bir ivmeyle, yannan başıma bulaşan sarılı, yeşilli iltihapları bu sıradışı macerama katık ede ede saatlerce gibmek istiyorum. öksürte öksürte, kusturana kadar, kan şekeri düşene, iyi huylu tansiyonunu bu zorlu yolculuğuma siper arkadaşı ederek, bayıltana kadar, hatta öldürene kadar gibmek istiyorum inci sözlükte yazan 18 yaşını geçmiş tüm kaşarları.

evime çağırmak istiyorum onlardan birini. 2 hafta öncesinden tırnaklarımı uzatmaya başlıyorum. üzerinde pazenden upuzun bir fistan var burnu sivilceli inci sözlük naciyesinin. çiçekli böcekli. köylü işte ne bekliyorsun ki kodumun kanamalı kezbanından. buyur ediyorum içeri. oturma odasına geçiyoruz. hoş beş faslından nefret ederim deyip üzerine kapaklanıyorum. iri ellerimle yırtıyorum uzun entarisini. kenarı orkide desenli dantelli külodunu uzun tırnaklarımla yırtıyor, dişlerimi geçirip indiriyorum ayak bileklerine kadar. o esnada zigon sehpamın üzerinden alıveriyorum çift bıçaklı permatiğimi. am dudaklarını baş ve işaret parmağımla kavrayıp iki çizik atıyorum. şarıl şarıl kanamaya başlıyor sidikli pakizenin gevşek bızırı. üzerine limon sıkıp kurbanlık dana gibi böğürtüyorum bıyıklı fakbadimi. bilahare devasa yannanımı ininden çıkarıp başını sallamaya başlıyorum gözlerine sokarcasına. ürküyor minik huurm. ama nafile. bu yannan o limonlu amcığa girecek. önce başını değdiriyor iyice kudurtuyorum minik bizonumu. sonra gövdesini ve tamdıbını. seri vaziyette gitgele başlıyorum lacivert amcığının üzerinde. kan revan içinde gibiyorum tüylü huurmu. saatlerce. iğfal ediyorum adeta. ırzına geçiyorum. malım yapıyorum onu.

biraz dinlendirtikten sonra tekrar alıyorum karşıma. dar ve utangaç am dudaklarının iki yanına kıskaçlı dübellerden sıkıştırıyorum. bacaklarını ayırıp, zımparalanmamış tırtıklı 5'e 10 kalasın üstüne oturtuyorum. kilerde filizlenmiş patatesleri ayıklayan babamı da çağırıyorum bilahare. babam arkasından at kuyruğu saçlarını, ben ise önünden iri memelerini kavrıyorum inci kaşarının. testere gibi gel git yapıyoruz babamla karşılıklı. amı tahriş oluyor, yanıyor, kanıyor, sarı sarı irinler, kan kırmızı cerahatler akıyor. sonra dübelleri çıkarıyorum. kıskaçtan tutturduğun am dudakları cıvık cıvık oluyor kan revan içinde. işte o kalasın verdiği otantik çam esanslı talaş kokusu eşliğinde pembe amcıklarını eşşek gibi sömürmek, am dudaklarını ankastre mutfak dolabının yağlı menteşesi gibi baş ve işaret parmağımla aralayıp, dıbının fasulyalarını ağaçkakan woody misali mitralyoz gibi seri şekilde dilimle mıhlamak istiyorum. perişan etmek istiyorum gevşek am dudaklarını, bızırlarından süzülen kadınlık sularının genzi yakan mayhoş kokusunu ciğerlerime ve bilahare alveollarıma çekmek, bızırlarını alt dudağımın kendi yarı alanına bakan dilimiyle vatoz gibi emmek, saatlerce çalışmak istiyorum o minik pembe amcığın üzerinde. çok şey mi istiyorum ilkokullu???