-
1.
0Daha sonra birinci sknıfa başladım. Tabi asıl okulun ne olduğunu orada öğrenecektim. Okuduğum okul anasıfının olduğu okuldu fakat anasınıfı gibi olmuyordu hiç. Düzcede çarşı içinde bi okuldu ve mahallenin pislik okulunda okumayacaksam ve servise verecek paramız yoksa mecburen o okulda okuyacaktım ve mahallenin pislik okulunda okumayacaktım servise verecek paramız da yoktu. Okul öğrencileri genelde çarşı halkının çocuklarıydı babaları ticaret adamları, depremle yolunu bulmuş dolandırıcılar ve particilerdi. Anlayacağınız declet okuluydu ama popülasyonu çok zengindi bizim mahalleden o okula giden tek bendim. Tek başıma yürürdüm sabahları sıkılmazdım da. Öyle yürürdüm yağmur çamur kar kış kıyamet. Diğer çocuklar deri botlarıyla şişme montlarıyla hava atardı birbirine ben de ayaklarımı kalorifere koyup ısıtıp kurutmaya çalışırdım. inanın bana küçük çocuklar çok acımasız oluyorlar benimle o sınıfımda da dalga geçilirdi çorabı yırtık, botu yok, pantolonu çamur olmuş diye. Allah var annem bi gün pis kıyafetle yollamazdı ya okula yolda gelirken çamur olurdu.
Beş yüz bin lira harçlık alırdım. O zamanlar beş yüz bin liranın bir kutu meyve suyu bi de simit alma gücü olduğu zamanlardı tabi.
başlık yok! burası bom boş!