+55
*
-haber verdin mi kimseye. dedi cemil usta.
-kime. dedim mal mal.
-abine, babana, kardeşine haber vermek lazım ömer. dedi
-haklısın usta. diyip cebimden usulca telefonu çıkarttım.
hastanenin kapısına doğru yürüyordum.
hem zor olan telefon konuşmalarını rahatlatmak hem de hava almak için dışarı çıkacaktım.
"gelmeyin" siz desem de dinlemedi ikisi de.
cemil usta da emrah da peşimden geldiler.
telefonu emrah'a vererek önce cüzdanımdaki babamın gitmeden önce bana verdiği küçük kağıdı çıkarttım.
üzerinde yabancı bir adres ve garip bir telefon yazıyordu.
numarayı çevirdim,
arama tuşuna bastım.
telefon daha çalmadan bant kaydı cevapladı beni.
"hattınız yurt dışı aramalarına kapalıdır, açtırmak için... " diyordu ki.
"hay gibeyim" diyerek geri kapattımm telefonu.
-ne oldu. diye sordu emrah.
-hattım, yurtdışına kapalıymış. dedim
-amk. dedi o da.
-buluruz bi yolunu. diye ekledi cemil usta.
-abime nasıl ulaşıcaz. dedim.
-ben hallederim. dedi cemil usta ve kendi telefonunu çıkardı cebinden.
yanımızdan biraz uzaklaştı ve telefonu kulağına zütürdü.
ama sesi hala duyuluyordu.
-alo.
-metinim merhaba.
-bi durumumuz var yardım etmen lazım.
-bi yakınımızın ablası vefat etti, abisi de sizin orda, içerde, nasıl yaparız.
-bugün olmaz mı?
-nerden alıyoruz.
-tamam metinim. saolasın.
-görüşürüz. diyerek kapattı telefonu.
yanımıza döndü geri.
-bi kağıt doldurmak gerekiyormuş. dedi
-dolduralım usta. dedim
-emniyetten almak gerekiyormuş, yarın hallederiz biz. dedi cemil usta.
-nasıl bilirsen usta. dedim
itiraz edecek ne gücüm yoktu hiç bir şeye.
bir süre kim ne derse "tamam" diyecektim.
hava soğuktu, ben giblemedim ama emrah'ın ceketsiz geldiği için o üşümesin diye.
-içeri geçelim mi. dedim
-siz geçin, geliyorum ben. dedi cemil usta.
-eyvallah. diyerek geçtik içeri.
annemlerin yattığı odanın karşısındaki oturaklara oturduk koridordaki.
birden hayat o kadar anlamsızlaşmış o kadar boş kalmıştı ki.
yaşamak için hiç bir sebep göremiyordum o an.
ama yanımıza gelen hemşire çok sağlam bir sebebi hatırlattı bana.
-ömer bey. dedi
"efendim" demeden başımı kaldırdım.
-bebeği görmek ister misiniz. dedi
kafamı "hayır" anlamında iki yana salladım.
emrah şaşırarak baktı bana ama demedi bi şey.
-doktor bey'in de sizle görüşmesi gerekiyor ama. dedi hemşire.