-
251.
+2düzceye geldim. biriki hafta tamamen bedbaht halde kendimi eve kapattım. bana söylediği bütün cümleler kulağımda canlanıyodu. elime yüzüğü almış varlık içindeki yokluğumu , varlık içindeki kaybolmuşluğumu düşünüyodum. evde herşey onun içindi. eşyaları onun için almıştım. herşeyin adı oydu. kanepeler bahardı. televizyon bahardı. yatak bile baharlı yataktı. komodin bahar komodini. mutfak dolapları tamamen bahar ağacından. ve çatallar paslanmaz bahardan. bahar kapı taktırmıştık mesela. sırf bahar için. ve ev baştan aşağı bahar kaplamaydı. heryerde kokusu vardı. ve en büyük nişanesi elimde tuttuğum yüzüktü. bakıyodum sadece. 1 hafta boyunca evin içinde durdum. bilmiyorum bişey yedim mi. yada içtim mi. inanın hiçbişey bilmiyorum. tamamen kendimi kaybetmiş bi pozisyonda sadece yüzüğe baktım. ve eşyalara. koltuğa gittim. dokundum. dedim baharı burda istemiştik. nişanımız tam burada bu şekilde ayakta dururken yapılmıştı. parmaklarıma bi yüzük ilk defa burada bu kadar çok yakışmıştı. ve sonra ailelerimiz buradan çıkıp gitmişti. sonra biz tam burada böyle oturmuştuk. ve yüzüklerimizi böyle severek gecelerce hayal kurmuştuk. çocukların odası tamda burası olacaktı. buraya oğlanın bilgisayarı gelecekti. ve biz çocuk yapmadan önce tamda burada fantastik ilişkiler yaşayacaktık. birbirimize doyacaktık tamamen. tam burda banyo yapmıştım ben. ve tamburda elbiseleriyle birlikte gelip saçlarımı yıkamıştı. ve tam burada dururken ıslatmıştım ben onu. ne kadar eğlenmiştik tam burda. halbuki ne kadar güzel eğleniyoduk tam burda. tam burda gözlerine dalmıştım ben. ve bana öyle bakma demişti. tam burda başlamıştı teomanın şarkısı. ve tam burda ışıkları kapatıp dans etmiştik bana öyle bakma anlayacaklar derken teoman. bir hafta boyunca bi şizofrenik düşüncelerle geçti. hepsini bir bir tekrar yaşadım. ve bir haftanın sonunda artık kafam ağrımaya başlamıştı. hergün aynı şeyleri tekrar ettiğimi tam bi hafta sonra farkettim. 6 gün değil. 8 gün değil. tam 7 günde farkettim. herşeyi tekrar tekrar düşündüğümü. ve herşeyin artık tamamen bittiğini. telefonumu elime aldım. tam 96 tane cevapsız arama var. bi çoğu bahardan. bi çoğu tanımadığım numaralardan. bi çoğu gizli numaradan. birazıda baharın arkadaşından. telefon elimdeyken bi kez daha çaldı. tanımadığım bi numara. tamamen isteksiz ve amaçsızca açtım. efendim dedim. ibo ? senmisin dedi. evet benim dedim. tanımıyorum telefondaki kadın sesini. şey ben baharın arkadaşıyım dedi. evet? dedim. sen bilmiyosun heralde daha dedi. neyi dedim. bahar intihar etti ibo dedi. bi anda soğuk bi su döküldü üstüme. cevap veremedim. ibo ? dedi. diyecek bişey bulamadım. o kadar hissizdim ki bahara karşı. o kadar bişey hissetmiyodum ki. ne ohh iyi oldu huurya diyebildim. nede vay amk gencecik kız gitti şuna bak diyip üzülebildim. hiçbişey hissedemedim. yalnızca teşekkürler diyip kapattım telefonu. ve tekrar haftalarca oturduğum pencerenin önüne oturdum. içeriye bi ışık huzmesi geldi. bulutların arasından. göz kamaştırıcı bi ışık. odayı aydınlattı. görebiliyodum ışığın izini. gökkuşağı gibiydi. baya hoşuma gitmişti. ayağa kalktım. ışığa doğru baktım gözlerimi kapatarak. sanki güneş doğuyodu bana tekrar. sanki tekrar ayaklanma vaktiydi ve bunun habercisiydi bu ışıklar. pencereyi açtım. bi sigara yaktım. bi nefes çektim. derince. ve verdim havaya doğru. sonra yüzüğü elimden bozuk para atar gibi fırlattım sokağa. yazı tura atar gibi. zaten ne gelirse gelsin bahar gelecekti o yüzük. çünkü 24 ayar saf bahardı.Tümünü Göster
başlık yok! burası bom boş!