/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 226.
    +2
    baharla tekrar görüşeceğimizi ilk günden ilk andan beri hissediyodum. ne zaman ne şekilde olacağını bilmesemde bi şekilde görüşeceğimizi hissediyodum. hani bazı insanlar vardır. mesela ilk sevgililer. aynı şehirdeyseniz eğer , mutlaka bi yerlerden karşısınıza çıkacaktır hissi vardır. ilk aşklar genelde öyledir. yada daşşaklı bi şekilde gerçek aşk yaşayan varsa aranızda , bu zevki tadan varsa , bilir. her an her köşeden böyle bi anda çıkacakmış gibi gelir. ve bi an bi köşeden muhakkak çıkar. bende öyle hissettiğim için içim kıpır kıpırdı. hayatımda hiç bişeye aldırmıyodum. bu aşkın ilk evresidir beyler. aklınızda bulunsun. tam leyla evresi. en güzel zamanı. aşk başlamadan önceki oyun safhasında. seni seviyorum lafının bütün büyüyü bozduğu ve sorumlulukların geldiği zamana kadar ki o kısacık evre bizim evremizdi. ve en heycanlı , en oyunlu engüzel yerdi. hayatımda yeni bir bahar olmuştu. ikinci bahar gibi doğmuştu bahar o gün o kafede bana. ve gerçekten mutluydum. okulda falanda iyiydim. zaten son seneler diye ümit ediyodum. hala devam ediyo amk okulu. bitmedi gitti. ulan tıp okusam 9 yılda bitirirdim kesin. yada öğrencilikten emekli falan olurdum heralde. neyse ki benim sebeplerim ayrı olduğundan dolayı uzadı. o yüzden sıkıntı yok yani. neyse abi baharla karşılaşacağımız hissinden dolayı mesaj atmadım hiç. biriki gün hiç konuşmadık bile. aramadım da. çünkü biliyodum bişeyler olacağını. bi yerlerde karşıma çıkacağını biliyodum. o yüzden o günden sonra çarşıdayken eve dönüş yolumu hep o kafenin ordan yapmaya başladım. hep ordan dolanıp gidiyodum. camekanlı kısım var orda dışardan görülüyo. girişin hemen sağ tarafında. orda köşe masada oturuyodu. oraya bakıyodum. amk sanki ordaymışta tuvalete gitmiş sanki bibeş dakka daha geç gitsem görecekmişim gibi gelirdi. adımlarımı yavaş yavaş atardım. sırf bu his için 3 tane sigara içtim amk kafesinin köşesinde. aha şimdi gelcek aha şimdi geliyo falan filan derken 3 sigara. nerden baksan yarım saat. ne demek amk. şimdi size komik gelecek ama. yarım saatte ben yemek yerim üstüne bide çay bide sigara içerim. hatta kesin kesmez ikinci çayla bi sigara daha yakarım amk. neyse beyler. biriki gün böyle leyla leyla dolanırken etrafta beklediğim an geldi çattı. gene ordan geçerken baktım bizimki köşede oturmuş gene masasına. nuriye sipariş veriyo. dedim tamam. işte beklediğin an. aslında o gün hiç beklemiyodum. tamamen tesadüf eseri geçmiştim ordan. hiç aklımda yokken birden bire kafamı kaldırdım bi baktım o . bahar. köşede oturmuş masasında sipariş veriyo. görünce bide böyle başından aşağı kaynar su dökülmüş hissi oluyoya. aynen öyle oldu moruk. bi an heycanlandım. bi ateş başladı içimde. amk noluyo lan bana dedim. bi sarsılmadım da değil yani. açık açık konuşalım şimdi. inceden bi titremede geldi şöyle yarağa doğru. erotik anlamda değil. böyle soğuk girmiş gibi. neyse amk burayı niye anlatıyosam. biraz soluklandım köşeye geçip düşünmeye fırsat bırakmadan hemen nuriyi aradım. açtı telefonu efendim abi dedi. dedim benim hatun gelmiş niye aramıyosun şerefsiz seni. abi bende tam arka tarafa geçtimsana telefon açacaktım dedi. tamam uzatma ne istedi senden dedim. abi tost most bişeyler söyledi fastfood dedi. dedim tamam o zaman bırak o siparişi iptal et. yengene hemen bi tane mevsim salatası yanına da bi karışık tost ver. hepsini bitirince de bi fincan çay zütür. en son bi tane su zütür. ama suyu zütürmeden önce beni mutlaka ara dedim. güldü. tamam abi dedi. hepsini not ettirdim. köşeye geçtim pustum bekliyorum. nuri içerde oyalandıktan sonra gene iki saat sonra getirdi amk. zaten salata hazır üstüne bi kaşar rendeliyosun amk. biraz yağ birazda nar ekşisi döküp koyacan. birikide limon çak. tamam al sana mevsim. tost dediğinde beş dakkalık iş. iki saat napıyosun arkada bilmiyorum. her zaman böyle pekekent. bi nargile isterim beklerim bi kahve içerim. bi çay içerim. üstüne bi çay daha. bi sigara. bi sigara daha derken nargileye zaten gerek kalmaz amk nuri çeke çeke gelir nargileyi açıyom abi diye. üstüne üstlük yüz defa dedim açma benim nargilemi ben açarım diye. çok ipne bi bebe ama genede seviyorum amk. niyeyse çok samimi geliyo pekekent. neyse. iki saat sonra siparişler geldi. bizimki şaşırdı tabi. ben bunları istemedim ki falan diye nuriye hesap soracakken aradım bunu. telefonu çalınca nuriyi bıraktı. baktı ben arıyorum. saçını falan düzeltti. biraz geri çekildi. efendim diyerek açtı telefonu. afiyet olsun dedim. anlamadım dedi. şuan o dükkanın en güzel mevsim salatası ve en güzel karışık tostu önünde duruyo. en güzel garsonu servis açmış teşekkür etmeni bekliyo. ve en güzel adamı da sana bunların açıklamasını yapıyo. yemeğini yedikten sonra da en güzel çayı, bardağa dolmak için sabırsızlanıyo hanfendi dedim. bi küçük kahkaha attı ki öyle güzel öyle güzel gülüyo anlatamam. ay çok teşekkür ederimbeyefendi ama nasıl yaptınsen bunu dedi. buralardamısın falan dedi böyle etrafa bakınıyo. nasıl tatlı geliyo halleri hareketleri anlatamam. böyle saklandığım direğin arkasından çıkıp el sallayasım geldi bak bakburdayım bahaaaar diye. benimle tanışıyosun yavaş yavaş işte dedim. hadi soğutma tostunu afiyet olsun tekrar dedim. çok teşekkür ederim dedi gene gülerek. sonra nuriyede teşekkür edip gönderdi. o yemeği yiyene kadar izledim. tek tek çatalla marul alışını. limonlarını sıkışını. sonra parmaklarını dispensere silişini. tek tek siliyodu parmaklarını. önce işaret sonra orta sonra yüzük sonra serçe parmağını. ve en son dudağının kenarlarını. önce sağ, sonra solunu. hepsini bir bir ezberledim. her yaptığı hareket sanki daha önce hiçbir insanda görmediğim hareketmiş gibi olağanüstü bişey gibi görünüyodu bana. hayranlıkla izliyodum ilk defa kendimden başka birini. bilmiyorum aşık mı oluyorum ama ne oluyosa çok güzel oluyo dedim kendi kendime.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster