-
26.
+7-Bölüm 3-
Kapının zili çaldığında daha güneş doğmamıştı, ama batıyordu, akşam üzeriydi, Aslıydı gelen. Çocuğunu savaşın ortasında yeniden bulmuş bir anne gibi sarılmıştı bana ve harfi harfine hatırladığım şu sözcükler dökülmüştü ağzından Nerelerdesin sen Melih, ölüyodum az daha, bir an artık hiç olmayacaksın sandım Melih. diyip omzumda ağlamaya başlamıştı. Sana bir süprizim var yarın çok eğlenicez. dedi, elindeki zarfı masama bırakıp, yarından önce açmak yok, sabah 7:00 de ararım diyip, gitti. Sahiden Aslı demişken, aslı benim diğer yarımdı diyebiliriz. Yani bir zamanlar öyleydi, bir zamanlar dediğime bakmayın en az 5 yıl. Oysa şu anda hangi şehirde yaşadığını bile bilmiyorum, evlenmişti ama. Hatırlıyorum.
Zaten Aslının eve gelmesi yada sonrasında gitmesi değildi olay, evden giderken sadece evden gitmekle kalmamıştı, gitmişti. Ona ulaşabileceğim bütün kapıları kapatıp, gitmişti. 1-2 Ay şaka yapıyor moduna girip her kapı çaldığında umutlansamda Aslı'dan geriye kalan tek şey aslı'nda gerçekten gittiği oldu. O zaman anladım işte, hiç bir şeyin ve hiç kimsenin sonsuza dek benimle kalamayacağını
başlık yok! burası bom boş!