-
51.
+2Nihayet sabah oldu ama öyle bir fırtına bastırmıştı ki dışarı bile çıkamıyorduk. Yani fırtınanın dinmesini beklemeliydik. Zaman geçmek bilmiyordu. Gizli oda da bulduğumuz jeneratörle Bilal bilgisayarı açmayı başarmıştı. Daha doğrusu bir süre elektriğimiz olacaktı. Dışarıda uğultular geliyordu ama bu bir havyan ya da bir insan sesi değil, bu fırtınanın kendini belli ettiği bir ses. Yiyeceklerimiz bitmişti. Böyle olacağını bilsem kurttan pay bırakırdım ama nereden bileyim fırtınanın bastıracağını. Ateşimiz hala var, elektriğimiz de var hatta açtığımız bilgisayarda film bulmuştuk hep beraber belki açlığımızı unuturuz diye film bile izlemiştik. Ama açlık işte öyle bir bastırıyor ki Bilal'i bile biftek olarak görüyordum. Şakayla karışık aynen böyle söyledim onlara, tabi güldüler. Gerekliydi de gülmek çünkü açlığı unutmak zorundaydık. Hanna'da kitap okuyordu ne yapsın işte o da unutmaya çalışıyo. Aylin ise yanında getirdiği defterde günlük tutuyor. Aralarında açlığa çözüm bulabilecek bir tek ben vardım. Elimi taşın altına koyma vakti gelmişti. Üzerime fırtınadan korunmak için bir korunak aldım ve istasyondan zor da olsa yola koyuldum. Av tüfeğim de yanımdaydı. Başka çarem yoktu ya burada açlıktan ölecektik ya da birimizin gidip yiyecek bulması gerekiyordu. Tam istasyondan çıkacakken arkamdan Bilal ben de geliyorum dedi, elinde baltası da vardı. Ben, hayır olmaz kızların yanında kalmalısın yoksa onlar güvende olmaz dedim. Bilal, hayır seni yalnız bırakamam, kızlar beklerler bir şey olmaz dedi. Tamam o zaman gel hadi dedim. Ama kızlara bir şey olursa seni sorumlu tutarım bilmiş ol dedim. Tamam dedi. Fırtına da iyice bastırdı. Ama Ormana girdiğimiz zaman biraz hafifledi. Akşam yiyebileceğimiz bir şey bulmak için arayışlarımız sürüyordu. Bilal birden bana sessizce şuradaki tilkiyi görüyo musun dedi. Evet dedim görüyorum. Bu bizim karnımızı doyurabilir dedi. Sessiz olmasını söyledim ve yere pustum. Tilki seri adımlarla oradan oraya koşuyordu. Durmasını ve hedefime girmesini bekledim. Tam tilki, avladığı fareyi yemek üzereyken tilkiyi vurdum. Almak için yanına gittim bi kolundan Bilal, bir kolundan da ben tuttuk istasyona yola koyulduk.
başlık yok! burası bom boş!