+40
*
mesaj eylül'dendi. sabahki mesaja cevap gelmişti.
"çok mutlu ettin bu sabah beni" yazıyordu mesajda
"sen her sabah mutlu ediyorsun beni varlığınla" dedim
sadece gülücükle cevap verdi önce.
tam bi şeyler yazmaya çalışıyordum ki 2. mesaj geldi.
"ne zaman görürüm seni, özledim" yazıyordu.
"çalışıyorum, akşam yapalım bi şeyler" dedim
"durağa geldiğinde yaz, bi yüzünü göreyim bari" dedi
"tamam" diyerek telefonu koydum cebime.
tam hareket edecektim ki emrah geldi arabaya doğru. camı indirdim
-hayırdır abi. dedim
-ne o lan bi sorun mu var, çalıştırdın arabayı gitmiyon. dedi
-yok abi eylül'e mesaj yazdım da. dedim
-haa tamam, bu arada eylül demişken, bi sorunumz var ömer. dedi
-hayırdır abi. dedim
-burda olmaz, akşam kayık yapalım mı. dedi
-aslında olur ha, benim de kaç zamandır canım çekiyor. dedim yıllanmış alkolikler misalali.
-akşam al beni. dedi
eylül'le az önce yapmış olduğum planı unutmamış olsam da emrah'a da söz vermiştim.
bi çaresine bakacaktım. durağa döndüm yolda müşteri bulamadan.
eylül'e mesaj attım ve çardağa çıktım.
bi süre bakıştık uzaktan uzağa, bana bakarken yüzünde sıcacık bi gülümseme vardı..
her zamanki gibi onu öyle görükçe benzer bir gülümseme ben de oluşuyordu.
aptal iki aşıktık o an sadece. derken gelen telefon ve benim sıram böldü bakışmamızı.
içerden adresi alarak çaktırmadan öpücük attım eylül'e ve onun da içeri geçmesiyle bindim arabaya.
verilen adrese gittim, müşteriyi gideceği yere zütürdüm.
dönüş yolunda durağa değil anneme bakmak için direk eve geldim.
kapıyı çaldım kimse yoktu evde. annem ablama geçmişti. kapıdan uğradım bakmaya. annem, ablam ve eniştem 3'ü beraber evdelelerdi. Aysel'i merak ettim bir an ama o an ilgilenemeyecektim.
tekrar durağa döndüm. iş güç derken akşam 8 ettik saati. "biraz eylül'le takılır sonra da müsadesini alır emrah'ın yanına giderim" diye düşündüm içimden.
saat tam 8'de ben daha aramadan aşağıya inmişti bile eylül. üzerinde onu ilk gördüğüm günkü lacivert elbise ve kolunda da kırmızı küçük çantası vardı. yine çok tatlı olmuştu şerefsiz.
hiç konuşmadan ikimiz de benim arabaya doğru yürüdük.
nerdeyse aynı anda bindik arabaya.
arabaya biner binmez masum bi öpücük kondurdum eylül'ün yanağına.
önce yemeğe gittik beraber.
sonra sahilde yürüdük yarım saat kadar, daha sonra emrah'ın yanına gitmem gerektiğini, söz verdiğimi söyledim eylül'e.
-ben de gelicem. dedi eylül
-gelip napıcan, biz derleşicez belki, hem belki içeriz de. dedim
-aa süper işte, ne güzel. dedi eylül
-ney ne güzel. dedim
-beraber içmek. dedi
daha fazla ısrar etmeden eylül'le beraber emrah'ı almaya geldik.
emrah'ın bakışlarından şaşırdığı belli olsa da bi şey dememişti.
bi 100'lük rakı, 1 küçük yoğurt, plastik çatal ve 1 de esktra'dan bardak alarak geldik bizim kayığın yanına.
o gece ben, eylül ve emrah, bizim kayıkta rakı içecektik.
çok garip bir gece olacaktı,
ve ben henüz olacakların farkında değildim...
Tümünü Göster