+2
perşembe günüydü hiç unutmucam. sıkıntıdan ve sıcaktan delirmiş halde kafeteryada kitap okuyodum. bi anda biri gelip önüme kola koydu.
kendi de pipetine uzanıp hiçbir şey yokmuşcasına içeciğini içip,
suratıma kaldırmıştı gözlerini gülümseyerek. benim şaşkın bakışımla karşılaşınca sesli gülüp, neee ? o kadar içecek getirdim ayağına özür dilemek için.
teşekkür etmek yerine suratıma mı bakıcaksın odun dedi. yine yüzümdeki aptal tebessümle teşekkür ederim hiç beklemiyodum diyip koladan içtim biraz. bi anda neşeli bi şekilde muhabbete daldı. aramızda kalsın ama bu sıcakta kitap okuyan çok cins insanlar var bu okulda biliyo musun diye fısıldadı yüzüme doğru yaklaşarak, sonra yine o aynı gülümsemeyi yaptı. ben de, şunlar gibi mi ? diyerek boş bi alanı gösterdim. o arkasını döndükten sonra kitabı çoktan kaldırmıştım.
döndüğünde kitabımı kaldırdığımı görüp gülümsemesine devam ederek aynen aynen onlardan bahsediyorum dedi hiç insanın olmadığı boş yere rağmen. farklı biriydi.
hissettirmişti o gün bazı şeyleri. her gün gördüğünüz o sıkıcı tiplerden biri değildi. gerçekten sevimli zeki ve şakacı biriydi. o gün de kafeden beraber çıktık
ve isimlerimizi kafenin çıkışında söyledik birbirimize. el sıkışıp ayrılmak üzereyken 'ben özür dileme kısmımı hallettim,
bundan sonraki karşılaşmamızda bana pipeti olan bi kola ısmarlıcak kadar düşünceli biri olduğunu tahmin ediyorum güzel çocuk diyip' omzuma 2 ufak dokunuş yaptı bi anda arkasını dönüp uzaklaştı.