+1
cikardim telefonumu selfie cekmeye basladik yatakta yatarken 2 tane 10 dakikalik videomuzu cektik. yavas yavas giyinmemiz gerektigini söyledi önce benim gömlegimi cikardi gardirobundan dügmelerini ilikledi giydirdi beni sonra kendisi giyindi rujumu tazelemek bile istemedim o an. odasindaki her seyi hafizama kazimaya calisiyordum kalbim aciyordu ilk defa onun yaninda. mutfaga gitti cöpü de alayim atarim dedi . mutfakta son kez fotografini gizli cekecektim bana gülümsemisti (nomalde haber vermeden foto cekmemi istemezdi). evin salonuna son kez baktim, son kez mutfaga girdim sanki kendi evimden ayriliyordum. ayakkabilarimizi giydik montlarimizi giydik evin icinde sarildik ela gözlerine baktim saclarini oksadim ve ciktik. ellerini tuttum yolda yürümeye basladik hafif yagmurluydu hava o da bi yandan otobüs kac dakikaya gelecek diye bakiyordu. otobüsle gitmeyi istemezdim hic hava ne kadar yagmurlu olursa olsun o yolu yürümek isterdim. sessizce konusmadan yürüyorduk ilk defa yüzüm düsmüstü canim aciyordu neden konusmadigimi sordu "bisey yok" dedim daha fazla konusamadim eger konussaydim gözlerimden yaslar akardi. anladi üzüldügümü beni yol boyunca otobüs duragina kadar güldürmeye calisti ilk defa ona sahte gülüyordum, gülmeye calisiyordum. ne olursa olsun ona üzüldügümü belli etmemeye calistim ama olmadi iste. hafif yagmur yagdigi icin sürekli montumun kapsonunu örtmeye calisti ben de cikardim örtmesini istemedim islanmak istiyordum cünkü. sonra yine örttü hasta olacagimi söyledi ben de kirmadim zaten konusacak halim yoktu otobüs duragina geldigimizde ikimizde konusmadik birbirimizle aglamamak icin sürekli baska yönlere bakiyordum ona bakmamaya calisiyordum sanki yanimda yabanci birisivardi o an. aklima sadece turgut uyarin - göge bakma duragi siiri gelmisti. otobüs 2 dakikaya gelmisti.. full doluydu yine oturacak yer yoktu tutunacak halim de yoktu pek. otobüs beni ondan ayiriyordu sanki ellerini tutamiyordum konusup gülemiyorduk insanlar üzerime üzerime geliyodu sanki. o evden her ayrildigimda icimden bi seyler kopuyordu, kendi evimmis gibi benimsemistim 3 kez gelmekle. otobüse bindigim de mutlulugum azaliyordu daralmistim, canim aciyordu hemde cok, aglamamak icin kendimi zor tutuyordum, göz göze bile gelmek istemiyordum onunla, kafamda hep aynii soru vardi "eger evden ayrilmak bu kadar zor geldiyse ben seni nasil birakicam adam" bunu düsünmekten etrafima odaklanamiyordum herkes kendi halindeydi sevgililer de vardi onlara bakiyordum gidici oldugumu hatirliyordum yeniden, o an aglamak istiyordum aglayamiyordum ben onsuz bir hic oldugumu o an anlamistim. bana ölüm gibi gelen otobüs yolcugumuz nihayet son bulmustu inmem icin elimden tutmustu düsmeyeyim diye bi kac adim yürüdükten sonra besevler metro istasyonuna varmistik giselere dogru iniyorduk belki son görüsmemiz bu diyip güldü belli ki saka yapiyordu ama o an ben sakayi algiyalacak halde degildim bi daha hic görüsmeyecekmis gibi sarildim "icimden canin sagolsun" dedim sonucta annesiyle zaman gecirmesi onun da hakkiydi. en fazla 1 hafta sonra ülkeme dönecektim.. giselerden gecirdikten sonra beni gözlerimden yaslar akti onlari sildim elimle arkama dönüp bakacak cesaretim yoktu.
Tümünü Göster