halkların demokratik partisi

imparatorculuğun, ırkçılığın, faşizmin, milliyetçiliğin, ulusalcılığın özellikle batıda yerini küreselleşmeye bırakmasının ardından, hala çeşitli sınırlar çizmeye çalışan sağ bloğa karşı desteklediğim 2 önemli partiden en vizyonlusu. isminden ve eşbaşkanlarından anlaşılacağı üzere gayet makul ve tutarlı bir siyaset yapıyorlar. ha, 7 haziran seçimlerinden sonra çizgisini bozacağını iddia edenler var. bunun da tamamen kürtler teröristtir algısı ve korkusuyla iddia edildiğini düşünüyorum.

vatan haini diyorlar, arkadaş ne vatanı? dün vatanlar var mıydı, yarın vatanlar olacak mı? insan hakkının yendiği hiçbir toprakta vatandan bahsetmemeniz lazım. kaldı ki bunun sonucunu direkt bölünme olarak yorumlamayın. içten içe sizin istediğiniz koşullardan çok daha güzelini sunacağına inanıyorum hdp'nin. yok pkk'ymış yok özerklikmiş; sen demokrasiyi getirirsen, halkların kardeşliği sloganıyla yürürsen doğru yola anca varırsın.

geçmişte herkes savaştı, birçok şehitler verildi, çok analar ağladı. artık yeter demenin zamanıdır. savaşsız, ayrımcılıktan uzak her türlü çözüm yöntemlerinin sonuna kadar arkasındayız. geçmişte kendi içinde bolca savaşıp binlerce şehitler veren avrupa ülkeleri bugün sınırlarını kaldırdı ve halklar geçmişe sünger çekip dostluk kurdu. tabi bize böyle şeyler 30 yıl geç geldiği için algılamakta güçlük çekiyoruz.

şöyle ki; bu yazılarımdan "bölücü" çıkarımı yapanlar olacaktır. arkadaşım beni bölücükle itham eden sen, türkiye cumhuriyetinin barındırdığı halklarını birbirine böldürmüyo musun açık yüreklilikle söyle? zamanında kürtlerin ana yurdunu işgal ettiğimizde keşke azıcık onları da tanımaya çalışsaydık şimdi bu sorunları yaşar mıydık? hdp'nin nereden çıktığını öğrenmek için önce idris-i bitlisi'ye, sonra maraş katlidıbına, sonra sivas katlidıbına sırayla bakın. kontrgerillalara maruz kalmış bir sol kesimin oluşturduğu partinin neoliberalizmle olan ilişkisini de gelsin biri açıklasın bana.

neyse çok yazdım ve yeterince açıklayıcı da olduğunu düşünüyorum. bu konuda bugün hiçbir ülkücüyle tartışmak da istemiyorum, en azından bir 30 yıl sonra belki bir kısım ülkücüyle bu yazımı tartışabiliriz. ancak şunu bilin ki; ulusalcılıktan öte, mezhepçilikten öte, milliyetçilikten öte insancılık var. ne zaman ki biri çıkar ve hedefini "herkese demokrasi sunacağım" şeklinde düzenler, işte o parti vizyonu geniş partidir diyordum. nitekim bugün bu vizyonda barajı geçebilecek 2 parti görebiliyorum, çok sevindirici. en azından %38-40 civarında bir kesim ile hala umut var.

son özet; bugün tartışılan mezhep, ulus, milliyet gibi kavramlar geçmişte olmayan, sonradan liderler tarafından kitleleri organize etmek için alet edilmiş kelimelerdir. aslolan ve daim olan şey insandır, doğadır, candır. bu uğurda ilerleyecek bütün adaylara selam olsun.

alevi, türk, kürt, zaza, çerkez, ermeni, rum, sünni, laz, kadın, zenci, arap, aklınıza gelebilecek tüm ayrımcı kelimeler bütününe nefret duyan bir arkadaşınız olarak içimden geçenleri yazdım. okuduğunuz için, eleştirdiğiniz için teşekkür ederim.

________________________________________________________________

dipnot:

bütün yaşanan olayları zamanın çerçevesinde yorumlamamız lazım. geçmişteki ayrımcılıktan beslenen zihniyet yerini gelişen teknolojiyle beraber tümevarıma bıraktı; öte yandan batı ülkelerinin 50 yıl önce yaşadığı toplumsal ayrışmayı biz bugün yaşıyoruz (bkz: afedersin çok daha çirkin şeyler ermeni diyen oldu) . o yüzden bu partiye kürt hakları savunucusu olarak değil, temel insan hakları savunucusu olarak bakarsanız daha sağlıklı olur.