ulan son part dedik eşşek gibi yazı yazdık. ayrışamıyorum :D neyse abi. şunu bağlayımda gidiyim bari. defile başladı. ufak ufak millet geliyo çıkıyo. herkes bi anda cemil ipekçi oldu. eller çeneye sabitlenmiş elbiseleri falan inceliyo. konuşmaları duyuyorum. "omuz detayları çok iyi benje, " "şurdaki vurgular çok güzel olmuş hatları tam çıkarmış" falan filan diye. lan gibtirin gidin şurdan ya diyorum içimden bende :D amk sünger bob lu tişört var kızın üstünde. "bence omuz detayları çok güzel omuzları göstermiş aynı zamanda düşük bi izlenim bırakmış" diye yorum yapıyo amk :D elbiseler tek tek çıkıyo ama tam olarak istediğimi bulamadım. aşağı yukarı 20 dakka falan durdum orda. müzikler seremoniler şunlar bunlar zaten baya sürdü. konuşmalar takdimler falan yapıldı bir sürü. onlarla uğraştık. dedim heralde burdan iş çıkmayacak ibo. gidelim burdan. defile mefile işleri bize göre değil. teşhir eder gibi amk hiç sevmem. fashion tv yide hiç izlemem. izleyenide sevmem. moda için izleyenden bahsetmiyorum tabiki. amk o nedir öyle kızlar giyiyo elbiseleri salak salak yürüyüp bakın diyip geri gidiyolar. iç çamaşırı defilesi ayrı bak. ona rast geldiğim zaman bakarım. victoria's secret defilesiyle az kendimden geçmedim. yalnız onlarda acayip kilot yapıyolar ya. karılara bi kilot giydirmişler abi. resmen kadının zütünden kanat çıkmış. öylece satılıyo kilot ya. kilotu alıyosun. kanadıyla falan geliyo. ulan biz mavi kilotlarla büyüdük. mavi beyaz kilotlarla. bırak kanadı tak izlerinden anlıyoduk kirlendiğini amk. yada ön tarafı yeterince sarardıysa kerme bağladıysa artık katılaştıysa kirlenmiş diyip yıkıyoduk hep. bide böyle maça falan gidersin tam araya giren kısımlar iyice leş olur. kokar pis pis. üüüüfff. lanet olsun o sekizinci sınıf dönemlerine. amk baksırla daha tanışmamıştık o zamanlar. hala mavi kilot giyiyodum. ergenliğin başları. sabah rüyalanıp uyanırdım. söyleyemezdimde abdest alamazdım. kilot falan leş gibi tabi. öylece giderdim. gezerdim dolaşırdım bi müddet sonra unutur giderdim. amk o orda kururdu. yürümenin verdiği sürtüşmeyle falan öyle bi kokardı ki buram buram. garip bi şekilde severdim amk kokusunu. hala burnuma gelir daşşak kokuyo lan burası derim bazen. cidden daşşak kokar. neyse konuya dönelim. dedim heralde burdan iş çıkmayacak ibo. kak gidek burdan hadi diye toparlanıyodum yavaş yavaş. bebe geldi eline mikrofonu aldı köşeden. evet sevgili hocalarım kıymetli misafirlerimiz falan filan diye. biz hafta içinde şöyle bi yarışma yaptık. moda tasarım bölümü olarak internette mankenlerimiz ve mankenlerimizin tasarladığı o elbiseleri okulumuzun sitesinde ankete koyduk. ve en güzel mankeni ve en güzel elbiseyi seçtik. şimdi müsaadenizle 10 manken ve 10 elbiseden geriden başlayarak birinci olan elbiseye doğru gidelim. dedi. aha dedim olum. 9 tane kızdan sonra en güzel elbiseyle en güzel kız gelicek. müthiş. artık kim seçti kim neyine bakıp seçti kızı bilmiyorum ama. ne kadar güzeldir tartışılır. ama bu kızı mutlaka ayarlamam lazımdı. çirkin bile olsa o kız geldiği zaman orda ayar etmem lazımdı onu. kızlar teker teker geldi. on numara burcu koç falan diye çağırıyo böyle kızları tek tek bebe. en son benim hatunu çağırdı. veee şimdi bir numara. sizlerin katılımıyla ankette birinci gelen isim. beyaz inci elisesiyle falan diye abarttıkça abarttı. söyle artık dıbına kodumun çocuğu diye sövüyorum içimden. iyice ödül oyunu açıklanan sörvayvıra dönderdi amk. heycan yaptırıyo kendince. çağırdı kızı nihayet. hazal kızın adı. aman allahım. bembeyaz gelinlik gibi bi elbiseyle geldi ki sahneye. gözlerim kamaştı. saçlar başlar yapılmış. boy uzun. etek uzun. kendi muazzam. yüzü müthiş. profesyonel bir manken gibi. büyülenmiş gibi kitlenip kaldım kızın suratına. içimden dedim. olum ibo. sen çıksan çıksan bu kızla çıkarsın. bu kızla çıkmalısın. iyi geceler cümleten.