-
5426.
+53 -1*Tümünü Göster
o an bi şey dememiştim ama ablam gerçekten çok mantıklı bir hareket yapmıştı. beni arasa o panikle aklıma bile gelmezdi ambulansı aramak, ki gelmemişti de zaten.
ablam resmen kendi hayatını kendi kurtarmıştı. tabi ceyda'yı da unutmamak lazımdı.
ceyda'ya "ben sana haber veririm" dediğim için vicdan yaptım kendi kendime.
ceyda'ya haber etmek lazımdı durumu. öyle demiştim, söz vermiştim çünkü.
yerimden kalkarak tuvalete gittim. cebimden telefonu çıkartıp ceyda'ya mesaj attım
"ablamı çıkarttık, evdeyiz, her şey için çok teşekkür ederim tekrar" dedim
1 dk bile geçmedi ki cevap geldi. telefonu salak gibi sessize almadığım için
mesaj sesi tahta kapıdan dışarıya duyulmuştu muhtemelen.
"hasgibtir" diyerek sessize aldım telefonu direk.
"çok sevindim, sen nasılsın peki" yazıyordu.
"iyiyim. görüşürüz" dedim.
"şimdi gelsem görüşür müyüz o zaman" dedi
"sonra görüşürüz, iyi geceler" yazdım.
"sana da iyi geceler canım, öptüm kocaman" diye cevap attı. bu kızın bi orta yolu yoktu.
ya bana doğru depar atan cıvık cıvık bi zengin bebesi oluyordu ya da hayat kurtaran ağır başlı olgun bir kadın. telefonu cebime koyarak geçtim içeri.
eylül'ün yanındaki tekli koltuğa oturdum. eylül kulağıma doğru eğilip,
-kimden geldi mesaj. dedi direk.
-ceyda. dedim sonradan sıçmamak için yalan söylemeyerek.
-o kim. dedi
-bir arkadaş, anlatırım sonra. dedim
-sen gelsene 2 dk benle dışarı. dedi
-eylül.. dediysem de dinlemedi beni
-ben bi sigara içicem müsadenizle. diyerek çıktı dışarı.
aysel de ablam da bana bakıyordu. bi şeylerin ters gittiğini anlamışlardı.
-müsadenizle. diyerek çıktım 1 dk sonra ben de dışarı.
eylül bahçe kapısından da çıkmış sokakta bekliyordu.
ben gelirken çantasından çıkarttığı sigarasını yaktı.
-eylül napıyorsun sen. dedim
-bi şey yapmıyorum merak ettim sadece sordum ceyda kim diye. dedi sinir bozucu bir ses tonuyla.
-bi arkadaşım, ablama kan vererek hayatını kurtaran bir arkadaşım hem de. dedim üstüne bastıra bastıra.
-bu saatte ne diye mesaj atıyor sana. dedi
-ablamı merak ediyordu, çıktık diye haber ettim. dedim
-bi de hesap veriliyor öyle mi. dedi
-eylül saçmalıyorsun. dedim
-ver bakalım şu telefonu. dedi yarısını içtiği sigarayı yere atıp
tereddüt etmeden verdim. direk mesajlara girdi ve ceyda'nın mesajlarını okumaya başladı.
-özlemiş kız baksana, çağır da görüşün. diyerek telefonu elime verdi ve arkasını dönerek hızla yürümeye başladı. o an orda kalakalmıştım.
kan beynine sıçramıştı. peşinden gittim ve kolundan tuttum.
-göndermiyorum. dedim
-buna hakkın yok. dedi
-ama senin hiç bi şey demeden çekip gitmeye, 3 hafta boyunca bir mesaj bile atmamaya, arayıp sormamaya, aramalarıma cevap vermemeye, beni burda merak içinde bırakmaya, sonra canın sıkılınca hiç bi şey olmamış gibi çıkıp gelmeye ve geldiğin gibi de bana bunları yaşatmaya hakkın var öyle mi. kimle nerde ne tak yediğini bile bilmiyorum. dedim zaten eylül gittiğinden beri aklımda olan ama bastırmaya çalıştığım öfkeyi birden gün yüzüne çıkartarak.
ve çok sağlam bir tokat geldi cevap olarak eylül'den.
arkasını döndü ve az önce gittiği yöne doğru koşar adımlarla yürümeye devam etti.
oracıkta baktım arkasından.
"ne yapıyorsun eylül, neyin peşindesin" diyebildim arkasından... -
-
1.
+1 -7kha kha kha
-
-
1.
+6gibeyim ilk şuku diye sevindim partın sonu beni gibti
-
1.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!