herkesin çayı geldi.
rüzgar dokunmadı çayına. ortam gergin.

ablam:çayına dokunmamışsın merak etme zehir atmadım.(gerginliği dağıtmak istedi)
rüzgar; sorun yok adli tıp gelişti.
abim: susamlıya dua et sen dün için. (ah abi ah abi)

annem: oğlummm! bizde misafire ayıp edilmezç
babam: anlat bakalım olay ne.sana ısınamadım tatilde o davranışından sonra.
rüzgar:susamlı ne anlattıysa o.
babam:susamlı bir şey anlatmadı. senden dinliyoruz.
rüzgar: ona değer veriyorum ve beraber zaman geçiriyoruz.
babam:şimdiii, seven adam abisine öyle saygısızca davranmaz delikanlı.

rüzgar:seviyorum demedim değer veriiyorum dedim. kaldı ki birini sevsem bile
bana yapılan bir saygısızlığa izin vermem.
oğlunuz beni arayıp görüşmek istedi. jargonuna dikkat etmedi.
düzgün konuşsaydı konuşacağımı söyledim.
burası için yine aynı şey geçerli.
buraya siz istiyorsunuz diye değil susamlı'ya değer verdiğim için geldim.
evde huzuru kaçmasın diye.

babam önce sinirlenir gibi oldu. sonra açık sözlülüğünü takdir eder gibi çayını içti ona bakarak.
abim ise hala çok öfkeliydi. babamın yanında yemedi ama.

babamın yumuşadığını futbol muhabbetinden anladım.

+hangi takımlsıın sen.
-türkiyede futbol oynanırsa birgün tutarım belki.
+biz ailecek fenerliyiz. fanatiğizdir de.

ohh rahatlamıştım.

annem;ailen ne iş yapıyor. (abim kalktı odasına burnundan soluyarak gitti)
rüzgar: dağıtıcı firma merkezi istanbul ve edirne de çalışıyoruz. coca cola cappy gibi markaların nakliyat ve dağıtımını yapıyoruz.
babam:sen çalışıyor musun orada.
rüzgar:yaz aylarında.

bir süre sohbet ettiler. babam ilginç şekilde sevmişti rüzgar'ı.
rüzgar'da her zmaanki gibi sorulara direk cevap vermiş ve güven kazanmıştı.

rüzgar: sorun olmayacaksa susamlıyı dışarı çıkarmak istiyorum.
babam: telefonunuz açık olsun erken dönün.

çok mutluydum.