+57
*
dedim demesine ama kendimi hala çok kötü hissediyordum.
o yerin bir sahibi vardı ama şu an o burda yoktu.
nerde olduğunu bile bilmiyordum.
derken bi üşüme geldi.
ufaktan ceyda'yı kaldıracak gibi oldum ama hiç oralı bile olmadı.
yanımızda duran pikeyi öncelikle ceydanın bacaklarına sonra da üzerine,
kalan az kısmını da kollarımı içeri alacak şekilde kendi üzerime örttüm.
niyetim 1-2 saat bekliyip sonra ceyda'yı uyandırmaktı güyya ama ben de uyumuştum oracıkta.
sabah uyandığımda kendimi çekyatta yatar pozisyonda buldum.
üzerim de pikeyle bi güzel örtülmüştü.
şaşırarak kalktım yattığım yerden.
mutfaktan güzel bi koku ve bir de ıslık sesi geliyordu.
muhtemelen ceyda'ydı ama ben yine de temkinli adımlarla yaklaştım mutfağa.
benim geldiğimi görünce "ayy" diye sıçradı ceyda.
üzerinde benim gri tshirtüm ve paçası yere sürtmekten yırtılmış lacivert eşofmanım vardı.
kıyafetlerimin içinde kaybolmuştu ceyda.
-günaydınnnnn. dedi sevinçle yaptığı omlet tarzı şeyle ilgilenirken.
-günaydın. dedim şaşırarak.
gülüyordu.
ayıp olmasın diye çok sahte bir gülümsemeyle karşılık verdim.
bi süre mutfak kapısında bekledim ceyda'ya bakarak. takılmıştım öyle.
-gerek yoktu. dedim
-neye gerek yoktu. dedi
-kahvaltıya, ben kahvaltı yapmam ki. dedim
-sana yaptığımı kim söyledi ki. dedi
blöfünü görmüştüm, "arttırıyorum" dedim içimden.
-iyi o zaman ben çıkıyorum. dedim
-ya tamam dur tamam şundan bi parça ye bari ya, o kadar uğraştım. dedi
"ne oldu lan yarram, hani bana yapmamıştın" diyen gözlerle baktım ceyda'ya.
öle benim fakir kıyafetler içinde, orasını burasını açmadan ve bir de üzerine ceyda'yı bana kahvaltı hazırlarken görünce ne yalan söyliyim ceyda o an çok masum, çok güzel gelmişti gözüme.
aklımda, fikrimde eylül olmasa ceyda'nın beni tavlamaya uğraşmasına gerek bile kalmazdı.
belki ben bile yürürdüm ona.
ama eylül vardı işte. uzaktaydı ama vardı. yanımda yoktu ama aklımdaydı.
kafamı iki yana sallayarak az önce düşündüklerimi çıkarttım kafamdan.
-ben bi ekmek alıp geleyim, evde ekmek yok. diyerek üzerimi değiştirmek için odaya gittim.
-sanki yumurta vardı da. dedi
söylediğini duymuş ama ne demek istediğini anlamamıştım.
üzerimi değiştirdikten sonra tekrar ceyda'nın yanına giderken mutfak kapısına asılı beyaz poşeti ve içindeki ekmeği gördüm.
ceyda bakkala da gittiğini anlamıştım.
ceyda'ya bakarken birden arkasını döndü ve "hallettik be olum" dercesine göz kırptı.
-çayı koyayım bari ben. dedim
-koydum ben. dedi
normal bi kıza göre bu saydıklarım tabi ki de marifet sayılmazdı,
ama ceyda'dan beklenmeyecek performanslardı bunlar.
-ee bana yapacak bi şey kalmamış. diyerek oturdum çekyata.
ceyda önce yumurtayı, sonra çayı
ve sonra da dolaptan çıkarttığı zeytin, peyniri getirdi masaya.
zaten 2-3 parça bi şey olduğu için kalkıp da yardım etmedim hiç.
masamın hazırlanmasını bekledim paşalar gibi.
uzun zaman sonra bu anın keyfini çıkartıyordum.
-hadi gel bakalım. dedi ceyda
Tümünü Göster