Neyse yolda bana gibko gibko hayallerin neler falan tarzı sorular soruyo. Ben de geçiştirici cevaplar veriyom. Ersin bundan hoşlanmamış olsa nasıl yürürdüm var ya anasını giber alttan girer üstten çıkardım ama ilk gördüm kuralına uyarım.

Bi 150 200 metre yürüdükten sonra apartmanın önüne geldik. Eline telefonu aldı ve " yaa dolap daha gelmemiş yukarı çıkalım bekleylim biraz kahve yaparım sana olur mu?" dedi. E olur dedim. Çıktık yukarı ev leş gibi kokuyo amk. Bi gece önce yemek yapmış dolap olmayınca hava da 50 derece olunca kokmuş ölü var sandım evde. Camları falan açtık "kusura bakma ya" dedi. önemli değil dedim.

Bacağında normal keten bi şort üzerinde bi sıfır kollu onun üzerinde de memelerini kapatmak için giydiği ince kısa bi kot ceket vardı. ceketi çıkarttı, takke düştü kel göründüü..

harika göğüsleri vardı biraz küçüktü ama çok şekilli ve dimdikti, kalçaları bu zamana kadar gördüğüm en iyi kalçalardan dolgun ve oval tam bir latin kalçası.

Kahveleri içtik fal bakıyım mı dedi. Lan sen ne anlarsın diyemeden kapattırdı fincanı başladık beklemeye. O sırada bana eski sevgilisini anlatıyo yeni ayrılmışlar çocuk buna çok çektirmiş, dövmüş falan he he deyip geçiyom. Bu arada Ersine mesaj attım sevgilisi yokmuş diye. Kız burcumu sordu akrep dedim. Ben de boğa burcuyum ciks düşkünü iki burç dedi ve işveli bi gülücük attı.

Ulan napıcağımı şaşırdım. Parçaları birleştirdim ve galiba bu bana gibtirecek dolap falan bahane dedim. Neyse falı açtı aldı eline fincanı...