daha sonra kadınlara acımayacağımı kafama soktum. sürekli içimden tekrarlıyordum "sakın aşık olma, hayatını yaşamaya bak, unutma hiçbir kadın senin verdiğin değeri haketmiyor, fırsatını bulduğunda o seni şutlayacak ! ". hayat felsefem buydu. daha sonra gece dışarı çıktım, bara gittim. ortam fenaydı, içerisi 100 den fazla kızla dolup taşmış, herkesin alkolden kafa bir milyon. yalnız bir kadın gördüm, viskisini yudumluyordu . ilk gördüğüm an anladım zaten bu kadında bir gariplik olduğunu, sevgilisinden yeni ayrılmış gibi duruyordu. gittim, sohbet etmeye başladık. çok cana yakındı, açıkcası oraya gelmesinin sebebi birisini bulup, yaşadıklarını unutmaktı. yaklaşık 1 saat mekanda sohbet ettik, dışarı çıktık. ayrılacağımız zaman biraz daha beraber olabiliriz dedi. istersen kaldığım otele geçelim dedim. kabul etti. otele gittik, hala bir gariplik seziyordum kızda.. yüzü çok güzeldi... tutulmuştum. otelde öpüşmeye başladık, sütyenini çıkardım... pantolonunu indirdim, elime bir sertlik geldi. baktım, gariplik buydu ... travestiydi. avrupa'nın travesti de bir başka oluyordu, yüzü inanılmaz güzel. aldırış etmedim, zütümü döndüm arkadan yasladı. nefisti. penislerimizi sürttük, penis gibiciydim artık ben. intihar edicekken bu hissi tattım, tek kelimeyle harikuladeydi...