kafalar iyice uçmuş, düşünceler birbirine karışmış bir şekilde çiçekle göz göze bakıyoruz. çiçek dudaklarını bana doğru yaklaştırdı. amacı dudaklarımdan bir buse almaktı. bende ona doğru yaklaştım ama dudaklarımla değil, boynuna sarılmak için. birbirimize sarılır vaziyette bir süre kaldık. boynum tamamen boynuyla temas ediyordu. damarlarından geçen konu tenimde hissediyordum. ayırdık birden tenlerimizi birbirinden. yüzüme baktı

-halidaki gidelim buralardan, bu pis hayattan kurtulalım.

-nasıl olacak o çiçek ? nurhan abi seni bırakmaz. ve benim için yaptıklarınıda unutamam. nurhan abiye yamuk yapmak istemiyorum.

-gidip nurhan abiyle konuşmayı denesen ?

-yapamam.

-neden yapamazsın ya neden ?!

-çiçek anlamıyorsun, nurhan abi iyidir hoştur ama bu tarz konulara müsaade etmez.

-deneyelim halidaki deneyelim. sen onun en güvendiği elemanısın.

-off tamam yarın konuşcam çiçek. yarın konuşcam !!!

bu tekrar mutlu şekilde boynuma sarıldı. bir an saniyelik bir düşünce geçti aklımdan; ya selma ablanın dediği gibi kendimi çok kaptırıp istemediğim şeyler yaparsam ? ya herşey iyice taka sararsa ? bu düşüncelere devam ederken. biz içkilerimizden son yudumlarımızı da alıp yatağa geçtik. çiçekle birbirimize kenetlenip uyuduk. ( gibiş bekleyen binler gibiş yok bu gece * )