çaresiz kafa başka yerde çalışmaya devam ettim. kanımdaki alkolde etkisini göstermeye başlamıştı. elimde tepsiyle körüklü otobüsler vardır, bilen binler bilir. hah işte körüklü otobüsün ortasında gibiydim. otobüs sağa sola döndükçe sende ortada ve ayaktaysan yer ayaklarının altından döner. o şekilde kafam gitmiş dönüyorum amk.

böyle bi süre kafa iyi çalıştıktan sonra selma abla çıktı odadan. adamın yüzü gülüyor. adam kartını selma ablaya uzatıyor iki parmağının arasında. selma abla da kartı alıp müşteriden bi makas alıyor. çiçek başka bir müşterinin kucağında yiyişiyor, müşteriyle rakı falan içiyor. iyice curcunaya dönmüş ortalık. necip bana bağırıyor "halidakisperm müşterilerle ilgilen diye" , kafa desen her saniye daha da taşşak oluyor.

bir an elimdeki tepsiyi bırakıp tuvalete koştum bende. elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmem lazımdı. musluğu sonuna kadar açıp, elime olabildiğince fazla su doldurup, tokat atar gibi suyu yüzüme vuruyordum. kafamı falan yıkadım. az çok kendime gelmiştim nihayet. tekrar aynada bir kendime bakıp işimin başına döndüm. döndüğümde selma abla çiçekle sohbet ediyordu. buruk bir üzünçle istemsiz gülüvermişim. artık gece çiçeği giberim diye mi gülüyorum yoksa çiçekten hoşlanıyor muyum bende bilmiyorum o an için.