Yaşanan acılar aynı, fakat bu acılar bir insanı daha iyi yaparken, birini daha kötü yapıyor. Elbette sırf tarladaki üç beş tane patlıcana bastı diye kötü biri demiyorum bu adama, fakat böyle bir kafa yapısına sahip olduğu için kötü birine dönüşmesi kaçınılmaz. Tarladaki sebzelere basması, sadece çektiği acılar sonunda ulaştığı kafa yapısının bir sembolü, bir göstergesi, bir özeti. işte yukarıdaki fotoğrafın özeti lan o tarladaki sebzeleri çiğnemek. Frankl için de aynısı geçerli, onun da tarladaki o sebzelere basmamasıyla, kamptan kurtulduktan sonra insanlık adına yaptıkları paralel, zira daha o tarlada gösterdiği hassasiyet bile, onun da çektiği acılardan çıkardığı dersler sonucunda ulaştığı kafa yapısının bir özeti.
Yani acı, iyi bir insanın daha iyi olmasına vesile olabilirken, kötü birisinin daha kötü olmasına yol açabilir. Acı dediğimiz şey, içinizdekini daha kolay ve daha hızlı ortaya dökmenizi sağlayan bir katalizördür.
insanlar çektikleri acılara büyük anlamlar yüklemek isterler, çünkü canları yanar, bu yüzden o acı mutlaka çok önemli olmak zorundadır. Fakat üzerinden ders çıkarılmamış her acı, boşa yaşanmıştır. Ne kadar canın yanarsa yansın, ne kadar dıbına koyulursa koyulsun, eğer sen eşşeksen (iki ş ile) acı çekmiş olman sana hiçbir gib katmaz
Hiçbir insan kolay kolay "ben daha üstünüm" demez, belki sinirlendiğinde yada alkollüyken ağzından kaçırır. Ama ağzıyla demese bile kendisini sırf yaşadığı acılar yüzünden daha üstün gördüğü her lafından, her davranışından, her yaptığı işten belli olur. Hani bazı kadınlar "ben para için şunu şunu yapacak bir insan mıyım?" derler de, sonra aynen para için şunu şunu yaparlar ya, ve sen bunu ona asla ağzıyla söylettiremezsin ya, o hesap işte.
Çilecilik (asketizm), tam bir hurafedir. Tasavvufu islam zanneden kültürümüzde de acı çekmenin önemli bir yeri vardır. Acı çekmiş olman asla senin herhangi bir şekilde daha üstün olduğun veya bir şeyleri aştığın anldıbına gelmez. Hele hele tasavvuftaki bu acı da zaten kendi elinle kendine uyguladığın bir acıdır, yani başına gelmediği halde zorla sen başına getirirsin acıyı Tanrı'yla bir olmak için. Daha iyi şartlarda yaşama imkânın varken gider bir hırka bir lokma sufi hayatı yaşarsın, ne bileyim dergâha odun taşırsın, odalara kapanıp çileci bir hayat yaşarsın, sonra bunların sana bir şey kattığını iddia edersin. Sen malsın canım arkadaşım benim, malsın sen.
Şimdi gelelim işin daha alengirli boyutuna. Bu Arabi'lerin, Mevlana'ların, kısacası bizim tasavvufçuların, günümüz spiritüalistlerinden farklı bir şey demedikleri ortada. Ben sana örnek olarak Ramtha ve Ra Bilgileri adlı spiritüalist kitapları sundum, karşılaştırdım. Aynı şeyden bahsettiklerini, aynı öğretiye sahip olduklarını gözlerinle gördün. istediğin spiritüalist kitabı al, yanına da istediğin tasavvufçunun kitabını koy, durum yine değişmeyecek. Üç beş tana kılkuyruk yorum farkı dışında, yine hep aynı felsefeye sahip olduklarını göreceksin.
Tıpkı Mevlana ve Arabi gibi her şeyin bir olduğunu ve her şeyin Allah olduğunu, maddenin illüzyon olduğunu, ben denilen şeyin olmadığını, Allah dışında hiçbir varlık olmadığını öğütleyen Ra Bilgileri adlı kitabın kapağını göstereyim size [53]:
http://imgim.com/9707incik5285689.png
Tanıdık geldi di mi ehehe. Bu kitabın ne ismi ne de kapağı tesadüfidir, hepsini elimden geldiğince açıklayacağım.
Adına Illuminati dediğimiz oluşum panteist ve spiritüalisttir. Öğretisi budur. Her Horus'un gözü sembolünün kullanıldığı kitap veya şirketin; Illuminati ile, Rockefeller ve Rothschild aileleri ile illaki fiziksel bir bağı yoktur. Yani bu kitabın yazarlarının veya yayınevinin, bizim bir doların üzerine mühürlerini basan banker çetesiyle bir bağı olup olmadığını Allah bilir. Ve bunun pek de bir önemi yoktur. Zira aralarında gerçekten bir bağ olsa da olmasa da, aynı öğretiyi pompalarlar. Amaçları aynıdır. inançları aynıdır. Ki birçoğunun da zaten Rockefeller'ın ve Rothschild'in vakıflarıyla direkt olarak bağı vardır, ama tutup da bizim Harun Kolçak'a Lady Gaga muamelesi yapmayın diye söylüyorum bunları. Heh dur lan, aslında Harun Kolçak ve Lady Gaga meseleyi anlatmak için güzel örnekler oldu, buradan devam edeyim. Lady Gaga'yı 3-4 sene evvel yazdım, tüm dünyaya yedirilen laboratuvar üretimi dejenere bir kukladır, küresel sermaye desteklidir. Bu Jay-Z falan da öyledir, adamın plak şirketinin adı bile Rocafella Records'tur hatta. Fakat her klibinde ruhçu semboller kullanan şarkıcı da böyle bir destek alıyor değildir, misal bizim Harun Kolçak kendi halinde bir spiritüalisttir, adamın inancı budur, ne diyeceksin ki? iyi bir şey yaptığına inanır, öyle Rockefeller'la zartla zurtla bir bağı da yoktur anasını satayım, ama o da bu adamlarla aynı nanelere inanır. Varlığın bir olduğuna, üst boyut varlıklarının insanlara yardım ettiğine, hayatın amacının tekamül ve Tanrı ile bir olmak olduğuna inanır. Şşşt la Harun, muhtemelen okuyacaksın bu yazıyı, gel dön bu işlerden diyecem sana ama inancında çok ilerlemiş ruhçuların kulaklarını bu laflara nasıl tıkadıklarını iyi biliyorum. Sen bilirsin dayı, bana düşen uyarmaktan fazlası değil.
Veya size şimdi şöyle bir örnek vereyim. Günümüzde hala yaşamakta olan Alex Grey adında bir ressam vardır ve bu abi sanatında harbiden çok kabiliyetlidir. Kendisi aynı zamanda spiritüalisttir. Kendi internet sayfasını göstereyim size [54]:
http://imgim.com/c6.png
Kendisinin spiritüalist olduğunu söylemiştim, internet sayfasındaki bu spiritüalist semboller de gayet doğal. Alex Grey'in "Chapel of Sacred Mirrors" adında spiritüalist bir kilisesi ve buraya iştirak eden takipçileri vardır. Şimdi yine aynı meseleye geldik, bu elemanın da bizim küresel sermaye ile bir bağı var mıdır bilinmez, elimde delil yok. Gerçi öyle kilise kurmak falan kolay işler değil ama yine de boşver, bunun peşine düşmek gereksiz, zira dediğim gibi öğretileri aynı olduktan sonra bunun hiçbir önemi yok. ABD'de bu işin (spiritüalizmin yani) okulları vardır. Bu adamlar 20. yüzyılın başlarında spiritüalizmi modern dünyaya gayet güzel uyarladılar, eski öğretileri yeni bir lisanla gayet güzel pazarladılar. Böyle bir öğretiyi pompaladıktan sonra da, bunun bir sürü inanırı türedi dünya çapında. Hangisi direkt Illuminati bağlantılıdır, hangisi değildir, buunn peşine düşmek anlamsız, zira hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Şimdi bu kendi kilisesi olan spiritüalist ressam Alex Grey'in 2013'te attığı bir tweet'i göstereyim size:
http://imgim.com/c9.png
Kendisi bizim Arabi hakkında yazılmış bir kitabı tavsiye ediyor takipçilerine. Dur dur, devam ediyorum.
Veya blog'undaki bir röportajda yine Arabi'yi sevip okuduğunu söylüyor:
http://imgim.com/c11.png
Veya sitesindeki şu habere bakalım şimdi de:
http://imgim.com/d1.png