/i/İnanç

İnanç
  1. 26.
    0
    Bu lafları duyan programın sunucusu Gülben Ergen de sanki hayatın sırrıyla karşılaşmış gibi koca koca gözler ve "waooww" nidaları eşliğinde ufak çaplı bir aydınlanma yaşar.

    Ve elbette Cemalnur ablamız bunları doğruymuş gibi pazarlayarak anlatır. Kendisi bir de video'nun başında güvenilirliğini arttırmak için Mevlana'dan bir alıntı yapar (aman ne güzel bir kaynak). "Mevlana'nın da dediği gibi tüm dinlerin özünde Ya Rab sesi vardır" diyerek, panteizmi islam diye kakalar. Kuran'da yasak edilen, adına şirk denilen şey de tam olarak bu Cemalnur'un anlattığı şeydir işte. Yoksa hiçbir insan evladı bir taş parçasına Allah diyecek kadar gerizekalı değildir, orada hemfikiriz. Her putperest o taşın, heykelin veya x'in sembolize ettiği güce, yani Allah'a tapınır. Allah ise böyle yollara gerek duymaz, Allah'la doğrudan irtibat kurun, aracılar edinmeyin der. Kuran'da insanları bu konu hakkında defalarca uyarır. Zira hiçbir varlıkta Allah'ın tecellisi, Allah'ın bir parçası, zerresi falan yoktur. Allah yaratandır, geri kalanlar ise yaratılmıştır.

    Şimdi, Cemalnur Sargut'un söyledikleri Kuran'a uygun mudur? Tabi ki hayır. Hatta Kuran, Cemalnur'un söylediklerinin tam zıttını söyler.

    Peki, Cemalnur Sargut'un söyledikleri tasavvufa uygun mudur? Evet, kendisi tamamen tasavvuf inancına uygun şeyler söyler, bunlar sadece kendisinin düşünceleri falan değildir.

    Cemalnur Sargut'un söylediği bu "aslında onlar taşa tapmeeyo, o taşta Allah'ın tecellisini görüp ona tapıyollaaa" sözleri Mevlana'nın ve Arabi'nin söylediklerinin tamamen aynısıdır. Tamamen.

    Arabi'nin Musa ile ilgili anlattıklarıyla, Cemalnur'un bu anlattıklarını kıyaslayın, arada zerre kadar fark yoktur. Ve bu Arabi'ler, Mevlana'lar, Hallac'lar, 1000 küsür yıldır panteizmi islam diye kakalamaktadır. Piyasada islam diye dolaşan bu tasavvuf dininin; Hinduizm ile, Budizm ile, New Age ve Spiritüalizm ile neredeyse hiçbir farkı yoktur. Farkları sadece teferruatlardadır, fakat temel felsefeleri olan "tümtanrıcılık", yani "panteizm" aynıdır. Diğer ortak paydalarını ise yazının devamında anlatacağım inşallah ki bir kısmını laf arasında anlattım zaten.

    Şimdi şu Arabi denen adama bir daha döneceğiz, ağır dilinden dolayı Arabi'yle ilgili yazdıklarım size biraz sıkıcı gelmiş olabilir ama sabredin ve okuyun, bu hayata gelmemizin bir anlamı var kaynatasız.

    Hatırlarsanız Arabi efendi en son Musa'yla mana aleminde görüşüp bazı bilgiler almıştı ehehe, burdan oraya çok yazmamıştır inşallah. Arabi yine Musa'nın başından geçen bazı olayların iç yüzünü, aldığı bu bilgiler sayesinde kitabında anlatır. Hallac-ı Mansur'un Firavun'u övmesi gibi, Arabi de Firavun övücülüğü yapar. Tabi bu kimseler çok ulu zatlar oldukları için bizim beynimiz onların ne demek istediklerini algılayamaz, nöronlarımız yetmez hacı. Onlar muhakkak "öyle demek istemiyor"dur ve muhakkak biz yanlış anlıyoruzdur, ama yine de o kısıtlı zekamızla şöyle bir bakalım yüce Arabi'nin neler anlattığına [45]:

    http://imgim.com/400inciy6485753.png

    Kuran'a göre Musa, Firavun'un karşısına çıkar ve Firavun'u islam'a, yani Allah'ın bir olduğuna inanmaya davet eder. Musa ile Firavun arasında birtakım konuşmalar gerçekleşir. Fakat Arabi'ye göre Musa ve Firavun çok bilgin kişiler oldukları için ve etraflarında da onları seyreden düşük seviyeli bir halk olduğu için, Musa ve Firavun bilerek halk dilinde konuşmuşlardır. Yani Musa ile Firavun çok başka hakikatler konuşmak istiyorlar aslında ama sığır halk da anlasın diye maalesef bazı şeyleri tam olarak söylemiyorlar, sadece ima ediyorlar. E peki Kuran da bu avamın dilinde olduğuna göre, bize Musa ile Firavun'un açık seçik konuşamadığı esas hakikatleri kim açıklayacak? Tatatataaam tabi ki Arabi hazretleri.

    Arabi'ye göre Firavun da Allah'tan bir parçadır, bunu Fusüsul Hikem'in birçok bölümünde söyler [46].

    http://imgim.com/css.png

    Yani "her şey Allah'tır" öğretisine göre bu kaçınılmazdır zaten. Zira her şey Allah'sa eğer; adam öldüren, tecavüz eden, diktatör firavun da Allah'tır elbette.

    Kuran'ın Şuara suresinin 29. ayetinde ilahlık taslayan Firavun, Musa'ya şöyle der: "Benden başka ilah edinirsen, yemin olsun seni zındanlıklar arasına atarım."

    Arabi ise mana katından aldığı bilgilerle "ya firavun orda şöyle demek istedi" diyerek Kuran'ı yeniden yazar, bakınız [47]:

    http://imgim.com/x66.png

    Bu paragrafta Arabi "bunun asıl manası şudur" diye başlar söze ve sonra alenen Kuran'ı yeniden yazar, kafasından konuşmalar uydurur Firavun ve Musa'ya. Kendisine göre Musa, Firavun'a "Varlık birdir" der ve Musa'nın Firavunu davet ettiği din "varlığın birliği" (vahdeti vücud) dinidir. Düşük seviyeli insanlar için indirilmiş olan Kuran'da söylendiği gibi "Allah birdir" demek istemez yani Musa. Musa'nın asıl demek istediği şudur: "Allah birdir ve her şey Allah'tır, dolayısıyla her şey birdir"

    http://imgim.com/4563inciz670352.png
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster