/i/İnanç

İnanç
  1. 26.
    0
    Burada Arabi efendi yine arifin (gönül gözü açık kimse) kendisinde Allah'ı bulacağını, çünkü arif ile Allah'ın kimliğinin bir olduğunu, hatta aynı varlık olduklarını yumurtluyor. Ne Mevlana'dan, ne günümüz spiritüalistlerinden, ne de Hinduizm'in Upanişad'larından farklı bir şey söylüyor kendisi. Aynı terane, daha islami bir jargonla millete yediriliyor.

    Arabi'yle ilgili buraya kadar anlattıklarım genellikle müslümanların sefaletine yol açan saçmalıklarıydı. Şimdi hem müslümanların hem de insanlığın sefaletine yol açan kısmına gelelim. "Allah'tan başka varlık yoktur" öğretisinin yine nelere yol açtığını göreceğiz.

    Size bir soru, eğer her şey Allah ise, öyleyse putperestlik denen olay neden yanlış olsun? Yahu adam o putta her şeyde var olan Allah'ı görüyorsa eğer, bunun nesi yanlış olabilir? Panteist/Panenteist bakış açısına ve tasavvufa göre bu tarz bir putperestlik yanlış değil, tam aksine doğru olandır. Şimdi konuyla ilgili olarak Arabi'nin Fusüsul Hikem'ine geri dönelim.

    Arabi, Musa peygamberin başına gelen ve Kuran'da da anlatılan bazı olayların bize iç yüzünü (!) anlatır. Arabi'nin kaynağı o kadar sağlamdır ki, o kadar olur hacı. Arabi bu bilgileri, direkt Musa peygamberden aldığını söyler ehehe, hemen altını çizdiğim cümleye bakınız [40]:

    http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwT

    Musa ile mana aleminde görüşen Arabi'miz, şimdi alt insanların (avam) seviyesinde inen Kuran'da anlatılmayan o ulvi hakikatleri anlatacakmış bize. Zira bunları Musa ile mana aleminde görüşüp öğrenmiş. Kitabı okurken dayanamayıp kenarına ben yazmıştım o YUH'u. Yani bakmayın burada ehehe mehehe diye anlattığıma bu konuları, bu adamların saçmalıklarını okurken az küfürler etmedim dıbına koyim. He bundan da şüpheniz yoktur zaten ehehe.

    Neyse, Kuran'da Musa hakkında anlatılanlardan biri şudur: Musa 40 geceliğine israiloğullarını bırakır ve döndüğünde onları altın bir buzağı heykeline tapınırken bulur. Gerekçe ise bu altın buzağı heykelinin böğürebilmesidir. Bu böğüren altın buzağı heykelini yapan ise israiloğulları'ndaki Samiri adında bir elemandır.

    Şimdi Arabi'nin Musa'dan aldığı bilgiler eşliğinde (ehehe) bu ayetleri nasıl yorumladığına bakalım [41]:

    http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwO

    Musa, Samiri'ye "Ey Samiri, maksadın nedir?" diye sorar Taha suresi 95. ayette.

    Her akıl fikir sahibi insanın anlayacağı üzere Musa'nın Samiri'ye bu soruyu sormasının sebebi, Samiri'nin altın bir buzağı heykelini ilah edinmesi ve insanları putperestliğe teşvik etmesidir. Fakat yukarıda da göreceğiniz üzere Arabi'ye göre Musa'nın "Maksadın ne ey Samiri?" demesinin sebebi şuymuş: "Neden bu heykeli yapmak için milletinin altınlarını topladın?". Yahu güzel kardeşim, Musa dediğimiz kişi bir peygamber ve 40 günlüğüne bıraktığı toplumunu geri döndüğünde putperest bir halde buluyor, çok da umrundaydı altınlar. Peki Arabi, neden böyle yorumlar bu ayeti? Çünkü ona göre her şey zaten Allah olduğu için, gidip de özellikle altından bir put yapıp ona "Allah" demenin manası yoktur. Tüm mesele budur! Arabi'ye göre Musa'nın kızdığı şey de budur. Yani her şey Allah zaten, neden sen gidip insanların altınlarını toplayıp özellikle bir Allah heykeli yapıyorsun?

    Devam ediyoruz [42]:

    http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwq

    Taha suresi 97. ayette görürüz ki Musa, buzağı putu yapan Samiri'ye kızar ve "Yaptığın ilahına bak" der. Fakat ibn Arabi yukarıdaki satırlarda bu ayeti şöyle deforme eder, güncel bir Türkçe'yle yazdıklarını sadeleştiriyorum: Musa, Samiri'ye kızarken bile altın buzağı heykelini kastederek "yaptığın ilah'ına bak" der, yani Musa o heykel için "ilah" ifadesini kullanır, çünkü Musa o heykelin de Allah'ın bir tecellisi (görüntüsü) olduğunu bilir. Altını çizdiğim bölümde aynen bunları söyler Arabi.

    Sapık olum bu adamlar. Musa'yı bile putperest yaptı herif. Yahu Musa tabi ki de "ilah'ın" diyecek o buzağı heykeli için, zira Samiri'nin dünyasında o heykel bir ilah. Yani Kuran'da "Allah katında din islam'dır" ifadesi de geçer, fakat Allah daha sonra Kafirun suresinde bize "Sizin dininiz size, benim dinim bana" demeyi emreder. E peki, biz tek din islam olmasına rağmen başkalarının inancını "din" diye tanımladığımız için o dini de mi kabul etmiş olduk şimdi? Yahu geçerliliği olmasa da o da bir din, adına Speedy Gonzales diyecek halimiz yok. Aynı şekilde Musa da elbette "ilahın" der o heykele, hatta Allah bile Kuran'da "Allah'tan başka ilah yoktur" der. Böyle demekle onların da birer ilah olduklarını söylemiş olmaz Allah da, Musa da... Fakat siz kendi pagan inancınızı Kuran'a yerleştirmeye kararlı bir ruh hastasıysanız, "işte bunlar bana inen gizli hakikatler, ariflerden başkası anlayamaaaz hohooo" şeklinde yalandan bir gizem perdesiyle kıvıra kıvıra bu hale getirirsiniz ayetleri.

    Birkaç sayfa sonradan devam ediyoruz [43]

    http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwe

    Buralarda da Arabi, az önce ayetleri deforme ederken anlatmaya çalıştığı şeyleri patır patır söyler. "Kemal ehli arif", Allah'ın her şeyde olduğunu bilen kimseymiş ve bu kimselerin heykele, yıldıza, ağaca, herhangi bir varlığa "Allah" demelerinde bir sakınca yokmuş. Arabi'ye göre eğer "taklit" yoluyla bir puta Allah derseniz ha işte o yanlışmış, fakat o putta Allah'ın var olduğunu bilen ulvi bir insansanız, bunların jargonunda "kemal ehli arif" iseniz gerçek iman buymuş. Ve hatta bir sonraki sayfada göreceğiniz üzere [44]:

    http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwg

    Eğer Allah'ın her şeyde var olduğunu bilmeyen biriyseniz siz Allah'ın cahiliymişsiniz Arabi hazretlerine göre.

    Valla sırf ihlas suresi bile Allah'ın eşi, benzeri ve dengi olmadığını söyleyerek, zaten yaratıcı ve yaratılan ayrımını keskin çizgilerle yapar. Sizin Plotinus'un Sudur'undan arak "Her şey Allah" inancınızdan eser yoktur Kuran'da güzel kardeşim.

    Şimdi pası Arabi'den alıp günümüzdeki bir Mevlanasever teyzeye çeviriyoruz kameralarımızı. Şu video'nun ilk dakikasını isteyen seyretsin.

    http://www.hizliresimyukle.com/image/BAUU

    Cemalnur Sargut isimli bu ablamız bir tasavvufçu/ruhçudur, çıktığı her programda "Mevlana hazretleri, aşk, sevgi, Allah, Mevlana, aşk, hazret, hatta bir daha hazret" kelimelerini shuffle'a alarak sevgi pıtırcıklığı yapar. Bu teletabi ablamız Trt 1'deki bir programda bir Hindu mabedini ziyaret edişini ve orada fil kafalı Tanrı'ya tapınan insanların yaptıklarını anlatır. Mevlana'sının izinden giden Cemalnur Sargut ablamız aynen şunları söyler yukarıdaki video'da, lütfen okuyun: "Ben böyle bir saygı, böyle bir hürmet görmedim. Sanki oradaki heykeli yıkamıyorlar da, karşılarında Allah var, Allah'ı yıkıyorlar. Şimdi bu insanların taşa tapmaları mümkün mü? Hayır. Aslında onlar o taştaki hakikate, yani her yerden tecelli eden Allah'a tapıyorlar"

    Dediklerinin Arabi'den herhangi bir farkı var mı?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster