Arabi yine anlattığı saçmalıkları Allah'tan "keşif" yoluyla aldığını söyler. Ve düşük seviyeli kimselerin, kendilerine keşif yoluyla gelen bu bilgileri anlayamayacağını söyleyerek "cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım" der. Kısacası, bu şeyh bozuntularına inanmıyorsan, sen cahilsin, zira cehaletin ve bilginliğin kriteri akıl yoluyla ilim-bilim öğrenmek değil, "keşif"tir. Arabi bu sebeple alimleri de sürekli kötüler, yerin dibine sokar, zira onlar akıl ve düşünce yoluyla bir şeyler elde etmeye çalışan düşük seviyeli kimselerdir. Devam ediyoruz [36]:
http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwA
Arabi burada yine insanları havas-avam olarak ikiye ayırır. Avam sığırdır. Havas ise keşif yoluyla Allah'tan bilgi alan ulu zatlardır. Bu bilgiler sayesinde havas, Kuran'da "gizlenen" ve esas söylenmek istenen mesajı alır, düşük seviyeli avam ise Kuran'daki bu sırları anlayamaz. Bu ne demek biliyor musunuz? "Bizim Kuran'ımız başka, sizin Kuran'ınız başka" demek. Ha bu arada Kuran "apaçık bir kitap" olduğunu iddia eder ama önemli değil.
Peki Arabi'ye göre Kuran'daki sırları sadece keşif ehli bu yüce şeyhler anlıyorsa ve avamın Kuran'dan anlayabilecekleri sınırlıysa, bu başka ne anlama geliyor, bir düşün bakalım...
Bu, şu demektir güzel kardeşim: Kuran'ı okuma! Okusan da anlayamazsın, onun yerine şeyhine bağlan, zira o senin anlayamadıklarını anlıyor Kuran'dan. Sen okursan ya birazını anlayacaksın, ya da yanlış anlayacaksın, sen Arabi gibi yüce zatları dinle.
Ve bu sayede şeyhlerin doğruları müritlere öğretilir, bu öğretilenler günümüze gelenek yoluyla aktarılır ve ortaya çıkan bu şeyh, veli, zart zurt dininin adı islam olur. Müslümanların bugünkü hali de ortadadır.
Peki Kuran'ı herkes aynı ölçüde mi anlar? Hayır, tabi ki de kimisi kimisinden fazla şey anlayabilir. Örneğin Ankebut suresinin şu ayetini bir oku:
Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi elbette ki dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi! (Ankebut 41)
Allah, dişi karadul örümceğinin çiftleşmeden sonra eşini yemesi üzerinden bir benzetme yapar. Allan'tan başka "veli" (dost) edinenlerin durumunu, dişi karadulun ev edinmesine benzetir. Zira tıpkı o yuvada karadulun çiftini yemesi gibi, Allah'tan başka veli edinme inancı da bu insanların dünyasını ve ahiretini yer bitirir. Birkaç ayet sonra da Allah, karadul örümceği ile verdiği örnek için şu ifadeyi kullanır:
Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez. (Ankebut 43)
Bu karadul analojisini herkesin anlayamayacağını, bunu bilmek için "ilim sahibi" olmak gerektiğini bildiriyor Allah. işte aynı bunun gibi, "ilim sahibi" kişiler elbette başkalarının anlayamadıklarını anlayabilir Kuran'dan. Peki bu "şeyh" veya "veli" inancına bir delil midir? Bu mana aleminde uçup kaçtığını iddia eden elemanların üst insan olduklarına bir delil midir? Bu adamların hesapta Kuran'ın esas söylemek istediklerini anlayabilen yüce varlıklar olduklarına bir delil midir? Tam tersine, bu kişilerin yalancı olduklarına bir delildir bu ayetler. Sana örnek olarak verdiğim şu ayette bile "Allah'tan başka veli edinme" inancı yerin dibine sokuluyor.
Neyse, Arabi efendiden devam edelim. Tasavvuf şeyhleri bilgiyi ilk kaynaktan, yani Allah'tan aldıkları için, onlara Kuran'ın gizli sırları, bir başka deyişle güncel versiyonları inmektedir. Yani Kuran, sıradan halkın anlaması içindir, sen esas hakikata ulaşmak için şeyhini dinlemelisin. Bak ne diyor Arabi abi [37]:
http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwL
devamı vardır rağbete göre eklenecektir.
Bu Arabi'nin söylediği "Kuran, avamın akıl seviyesine göre indi, fakat ondaki gizli sırları ancak biz keşif ehli anlarız" lafının aynı anlama gelenini farklı kelimelerle günümüz ruhçuları da söyler. Onların iddiasına göre de kutsal kitaplar o dönemki insanların bilinç seviyesine göre inmiştir, fakat artık insanoğlu tekamül edip başka bir boyuta geçtiği için yeni bilgiler üst boyut varlıklarından seçilmiş kimselere iner. Tamamen aynı senaryo. Bu sufiler ile spiritüalistlerin jargonları dışında hiçbir farkları yoktur. Birinin kafası sarıklıdır, ötekinin vakslı, gerisi aynı
Arabi tüm kitabı boyunca Kuran ayetlerine mecazi anlamlar yükler, zira bunları sadece onun gibi ulu bir zat anlayabilir. Bu sayede Kuran'dan bambaşka bir kitap çıkarmış olur. Arabi'nin "ancak keşif ehli arifler anlar" dediği o sırlar ve anlamlar nedir peki? [38]
http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwl
"Tek varlıktan başka varlık yoktur"
Geldik mi yine bizim meşhur panteizme. Adamlar Kuran'daki "Allah'tan başka ilah yoktur" sözünü, "Allah'tan başka varlık yoktur"a dönüştürüyorlar ve son satırda da görebileceğiniz üzere bunun sadece seçkin kişiler tarafından anlaşılabilen ulvi bir gerçek olduğu masalıyla insanlara kakalıyorlar. Bir sonraki sayfadan devam ediyoruz [39]:
http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwU