/i/İnanç

İnanç
  1. 26.
    0
    Evet, gerçekten de kendi içerisinde tutarlı bir argüman bu, hayır ironi yapmıyorum, ciddiyim.

    Eğer adına "insan" dediğimiz varlık aslında Tanrı'ysa, cehennem diye bir yerin olması saçmadır, çünkü bu Tanrı'nın kendini cezalandırması demek olurdu. Aynı mantıkla, eğer her şey Tanrı ise, "kötü" veya "yanlış" denilen şeyler de yoktur, her şey iyidir, her şey sadece olması gerekendir. Bunları da altını çizdiğim yerden sonraki cümlelerde söylüyor Ramtha gördüğünüz gibi. Evet her şey Tanrı ise, kötülük veya yanlışlık denilen şeyler de olamaz ve o halde Hitler'inden Cem Garipoğlu'na kadar her şey "iyi", "olması gereken", "yargılanamaz" Tanrı parçalarıdır. Bakın bu mantık örgüsü kesinlikle kendi içerisinde tutarlıdır, kimse "olur mu öyle şey ya?" diyemez, zira sen başta "her şey Tanrı'nın bir parçasıdır" demekle bunu söylemiş oldun zaten. Esas sorun felsefenin temelindedir, yani "her şeyin Tanrı olması" öğretisindedir. Temeli uyduruk olduktan sonra, üstüne istediğiniz kadar tutarlı tuğlalar ekleyin, yarattığınız şey en nihayetinde yine saçma olur. işte bu meselenin herkesi ilgilendiren şeytani boyutu da budur: Kötüler aslında iyilerdir. Size sempatik gösterilen o Mevlana'lar, Hallaç'lar hep bu felsefeyi öğütler. Bu uyduruk kitaplar da, Matrix de... Hatta Plotinus da, anlaşılamamış (!) filozof Spinoza da ki kendisi ünlü panteistlerden biridir. Ne güzel iş lan, saçmala saçmala, sonra "insanlar bizi yanlış anladı, hayır o öyle demek istemedi". Her şey apaçık ortada güzelim, saçmalıklarınızı "anlaşılamayan ulvi gerçekler" diye bir gizem perdesiyle süsleyince söyledikleriniz doğruya dönüşecek mi sandınız siz? Ancak rol yapan, toplum içindeyken "salak gözükmeyeyim de insanlar beni beğensin" bilinçaltıyla çoğunluğa uyan gerzekleri kandırırsınız, söylediklerinizin saçmalığı ise baki kalır. Neyin ne olduğunu sana apaçık deliller göstererek anlatıyoruz, akıllı ol.

    Şimdi yine pası Ramtha'dan alıp, bizim ak sakallı Mevlana'ya geçiyoruz. Ramtha "Her şey Tanrı'dır, cehennem yoktur, Tanrı kendisini niye cehenneme atsın ki?" demişti en son. Şimdi Mevlana'nın şu meşhur Mesnevi'sinde neler yumurtladığına bakıyoruz, şu 3 beyiti lütfen okuyun, burası önemli [30]:

    http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwQ

    Ruh hastası manyak herif. Allah sizin belanızı versin.

    Okudunuz di mi?

    Şeyh, Allah'ta yok olmuş yani Allah olmuş kişidir. Ve şeyhin ağzından çıkan söz, Allah'ın sözü olur Mevlana'ya göre, aynen bunları söyler yukarıdaki bölümde. Tüm sufiler de bunları söyler ya... Ve son satırda Mevlana bu durumu, Ramtha ile aynı şekilde açıklar: Şeyh Allah'tır, öyleyse şeyhin dua etmesi, Allah'ın dua etmesi gibidir. Şeyhin duası kabul olur, çünkü Allah kendi isteğini niye reddetsin?

    Sapık kere sapıklar sizi.

    Ulan bunları islam diye millete kakaladığınız için şu an içimden size envai çeşit küfürler etmek geliyor ama kendimi frenlemem lazım, zira size en güzel cevabı yine Kuran veriyor. Şu ayeti lütfen okuyun, bu ayette Allah, muhafazid peygambere şunları söylemesini emreder:

    De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanım. ilahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyediliyor. O halde şaşıp sendelemeden O'na yönelin ve O'ndan af dileyin. Vay haline ortak koşanların! (Fussilet suresi, 6)

    Peygamberimize bile "Ben sadece sizin gibi bir insanım" denmesi emredilirken (çünkü kendisi de sadece bizim gibi bir insandır), bizim Mevlana gibi ne idüğü belirsiz sarıklı herifler Allah olduklarını ilan ediyorlar. işte tasavvuf alçakgönüllülüğü ve tevazusuyla karşı karşıyayız. Kes sesini, sakın bana "ama orada demek istiyor ki... " diye başlayan uyduruk izahlarla gelme. Sus lan. Cümle bile kurma. Orada ne denmek istediğini gayet iyi biliyorum ki senin islam zannettiğin bu pagan saçmalıklarının nereden geldiğini izah ediyorum sana deminden beri insan hayvanı seni. içinde Arapça terimler geçen ezbere cevaplar verme bana adam ol. Şu kafanın içindeki sümüğümsü organını kullan biraz.

    Mevlana bir şeyhtir. Şeyhler, Tanrı parçası olduklarını fark etmiş ve ermiş yüce kişilerdir, tıpkı Matrix'teki Neo gibi yani. Neo da bizim bu sufi abiler gibi hamdır, pişer ve olur. ilk başlarda testleri geçemez, bulunduğu çatıdan karşı çatıya uçmayı beceremeyip rezil olur, fakat tekamül ettikçe "O" olduğunu anlar, yükselir ve ilahlaşır.

    Ve tabi ki Tanrıların bazı (!) ayrıcalıkları da vardır. Örneğin Mesnevi'deki şu hikâyeye bakalım, biraz uzun olduğu için okumanıza gerek yok, açıklayacağım anlatılanları [31]:

    http://www.hizliresimyukle.com/image/BAwO

    Mesnevi'nin bu sayfalarında anlatılan şudur: Şeyhin biri şarap içer, ardından tasavvufun yüceliğini anlamamış halktan birisi de şeyhin şarap içmesine karşı çıkar. Fakat tam da Mevlana'nın istediği sığır mürit profilinde olan başka birisi hemen olaya atlar ve özetle şunları söyler: "Sus senin ne haddine o ululara dil uzatmak. O şeyh koca bir Kızıl Deniz'dir, sense küçücük bir havuzsun. Kızıl Deniz bir şişe şarapla kirlenmez ama senin gibi bir havuz kirlenir."

    Yani şeyh koca bir derya olduğu için bir şişe şarap onu kirletmez, şarap şeyhe helaldir. Ama sıradan halk, yani Mevlana'nın deyimiyle "halden habersiz" avam ise sığ ve basit insanlardır, şarap ancak onlara haramdır. Tasavvufa göre üst insanların (havas) ve alt insanların (avam) Kuran'ı farklıdır demiştim size.

    Yine bir tasavvuf alçakgönüllülüğü ile karşı karşıyayız mına kodumun yerinde.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster