*
-nasıl yaptın lan abi söyle de biz de faydalanalım. dedim
-neyi nasıl yaptım. dedi
-o kadar içtik 0 promil çıktı amk. dedim
-anlatırım sonra. dedi
konuşması çok düzgündü, benim ise dilim dönmüyordu.
dayanamayıp sordum.
-abi sen içtiğine emin misin. dedim
-ne alakası var lan. dedi
o an anladım emrah'ın güyya bana eşlik ettiğini ama kadehindeki rakıyı hiç içmediğini.
-döktün di mi amk. dedim
cevap vermedi
-amk madem içmicen niye ziyan ediyon rakıyı. dedim
-sana ne amk ben vermedim mi parasını, içerim de dökerim de. dedi
yalanı ortaya çıktığı için sinirlenerek.
paranın ve rakının lafını etmediğine adım kadar emin olsam da
-bi dahakini ben alırım merak etme. dedim
-he amk he tamam. dedi uzatmayarak.
mahalleye gelmiştik.
eylül'ün evine doğru sürüyordu arabayı.
-anahtarı almadım daha abi, diğer eve gidicem. dedim
-arabayı alıcam. dedi
-anladım. dedim
beyaz tempra'nın önünde durduk.
ikimiz de indik arabadan.
-gidersin di mi eve. dedi
-şurdan şuraya da gidemeyeceksek ölelim amk. dedim
-iyi hadi bakalım. dedi
emrah beyaz tempraya bindi ve gitti.
sonra da ben geçtim benim arabanın şoför koltuğuna.
arabayı çalıştırdım.
tek turda u çekebileceğim sokaktan geri dönememiş,
bi de geri geri giderken arka stop lambasını bahçe duvarına çarpmıştım.
gelen sesten kırıldığını anladım ama yapacak bi şey yok diyerek inip de bakmamıştım bile.
direk eve sürdüm. kapının önüne koydum arabayı.
zor da olsa binanin kapısını açtım.
merdivenlerden çıktım ve evin kapısını açarak girdim içeri.
montu ve üzerimdeki gömleği çıkarttım.
ayağımdaki çorapları da çıkarttıktan sonra kotu çıkartamadan devrildim yatağa.
deli gibi uykum vardı.
gözlerim kapanmak üzereydi.
sonra komidinin üzerindeki eylül'ün çocukluk resmiyle kesiştik bi süre.
"geleceksin" diye seslendim eylül'ün geçmişine.
ve ona bakarak uyuyakaldım.
uyandığımda saat 8'e geliyordu.
ilk işim telefonu kontrol etmek oldu mesaj var mı diye,
mesaj yoktu.
üzülmüştüm ama yapacak bi şey yoktu.
bari rüstem abiyle papaz olmiyim diyerekten fırladım yataktan.
üzerimi çıkartıp direk duşa girdim.
saçım da sakalım da uzamıştı.
saçım idare ederdi ama sakalları kesmek lazımdı.
ama daha fazla geç kalmamak için üzerimi giyinip fırladım evden.