+4
-1
aradan 1 hafta geçmiş ve seri katil işini geciktiğinden hala haber yoktu adamdan. insan bir arardı ama. ne yaptın benim işi diye? aramadı, durumu bildirmek için ben aradım (zaman kazanmak istiyordum) telefon çaldı çaldı çaldı. en sonunda bir kız açtı.
“alo” dedi.
“alo , siz kimsiniz tanıyamadım?” dedim.
“ben h***(no name no cry)’ in kızıyım” dedi. daha önceden konuşmuş olduğum kişinin ismini öğrenmemiştim. no name no cry felsefesiyle ilerliyordum çünkü. konuştuğum herif büyük ihtimal h*** olmalıydı. bunları hızlıca düşündükten sonra kıza döndüm.
“bu telefon h*** ‘ nın telefonu mu ?
“evet de siz kimsiniz?”
“h*** orda mı onunla görüşmek istiyorum?”
“kendisi 4 gün önce vefat etti”
“ne , nasıl yani?”
“trafik kazası geçirdi”…
"kaza mı ama nasıl olur?"
başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü. sevinmiş miydim üzülmüş müydüm pek anlayamadım.
"arabasıyla giderken bir kamyonun altında kaldı" dedi. fakat bunu söylerken ses tonu hiç de iç açıcı değildi. sm (sosyal mühendislik) konusunda bilgiliydim. yalan söylediği hissene kapıldım.
"başınız sağolsun" deyip kapattım.
düşündüm, "bu adam neden ölür, nasıl ölür, bu kadar kolay mı, komplo mu"
sonunda bir yargıya vardım "gibtir et amk işim rahatladı oh be"
çok sevinemedim, telefonum çaldı ve tehlikenin farkına vardım.
numara türkiye'deki bir şebekeye aitti. tereddütle açtım.
"hello" dedi karşıdaki ses. arkadan garip garip sesler geliyordu.
"hello" diye yanıt verdim. "what's problem?"
"mr *** (no name no cry) ??? "
adımı duyar duymaz kapattım. ne oluyordu lan, nooluyor . bu kim , ismimi nerden biliyor, arkadan gelen sesler ne, nooluyor amk dememe fırsat kalmadan yeniden çaldı telefon. aynı numaraydı. soğuk kanlılığımı korumalıydım. telefonu açtım ve
"sorry, low battery."
"no problem mr. *** ." buralarda hatırlayamadığım bir kaç şey söyledi. sonra da:
"we are reserach a topic."
"what's about this topic?"
"ıt's about h*** (no name no cry)"
bahsettiği herif şu bizim ölen adamdı. acaba aramızdaki ilişkiyi mi anladılar diye iyici tereddüte kapıldım. kötü düşünceleri uzaklaştırmalıydım. ama bu kimdi ki amk ? nerden anlayacaktı?
"who are you?" dedim.
"turkish police"
e yok artık ebenin amı ? film mi çekiyoruz lan? (diye içimden geçirdim)
"nasıl" diye haykırdım, ulan geri zekalı, türk olduğunu niye belli ettin, beynini gibeyim diye kendime saydırdım.
"türk müsünüz?" dedi polis. hiç dikkat etmediğim nokta ise telefonda bir bayan vardı. bunu şimdi farketmiştim.
"ee şey ee evet" diye geveledim.
"bakın *** bey. h*** hakkında sizinle konuşmak istiyoruz."
"evet, de kendisi ölmemiş miydi?" oha, bu nasıl soru lan. iyice sıçtığımı farkettim. her kelimemde batıyordum.
"evet, bundan nasıl haberiniz oldu?"
"kızı söyledi, fakat neden bunu araştırıyorsunuz? trafik kazası geçirmedi mi? ne var bunda?" diye aslında benim de şüphelendiğim konuyu çaktırmamaya çalıştım. trafik kazasında ölmediğini ben de düşünüyordum. polisin bu telefonu üzerine emin olmaya başlamıştım."
"eee yani şey ölmedi, öldü de yani, size trafik kazası olduğunu kim söyledi?" diye geveledi bayan. benim bilmediğim düşüncesine kapıldı. olayın ne olduğunu bilmiyordum ama bu telefon görüşmesi derhal sonlanmalıydı.
"kızı söylemişti fakat şu an acelem var, bir toplantıya gireceğim sonra konuşursak iyi olur."
"yurt dışında mısınız?"
"evet de gerçekten acelem var, sonra arasınız olmaz mı?"
"bu önemli bir mevzu"
"neresi önemli, trafik kazası geçirmiş ölmüş işte."
"ee peki sonra konuşsak iyi olur fakat bu konu hakkında mutlaka konuşmamız gerek."
"sonra ararsınız" dedim ve kapattım. kadın kararsızlığa düşmüştü. çünkü gerçek ölüm sebebini açıklamak ya da açıklamamak konusunda bir fikri yoktu. bu yüzden de onun için de kapatmak daha iyi olmuştu.
"neyse olayı sentezlemeyi sonra yaparsın" dedim kendime. bir süredir deeep webe girmiyordum. biraz kafa dağıtmalıydım. açtım laptopu.
irc kanallarında geziyordum. "tr hacker z" diye bir kanal gördüm. "gir anasını satayım" dedim. muhabbet derine benziyordu. kanal da 7 kişi vardı ve hararetli bir tartışmaya girmişlerdi. fazla zaman geçmeden garip nickli herifin teki mesaj attı.
"***.edu.tr hacked !"
şaşırdım, edu.tr ler den database sızdıranı gördüm fakat hackleyeni hiç görmemiştim.
"oo adamsın" felan diye mesajlar geldi. şu garip nickli heriften 2. bir mesaj daha geldi.
bir link atmıştı. linke tıkladım, yüklenmesini bekledim, bekledim bekledim ve "ahan da girdi" dedim.
sitenin database si
ne işime yaracakki diye düşündüm. irc kanalına tekrar baktım.
"you are banned"
gibtiri çektim. ne diye banlarlar ki diye düşündüm.
"yoksa, hadi be olamaz??"
database de hocaların, öğrencilerin, çalışanların bilgileri ortadaydı. bu kişisel bilgilerle bir kişinin hayatını karartmak çok kolaydı. sahte şirketler, hayali ihracatlar... bir de bulunduğumuz yıla bakarsak daha da kolaydı.
ulan neden banlarlarki diye yine düşündüm. sadece tanıdık herifleri felan mi tutuyorlardı ki?
Tümünü Göster