Hâlâ birileri ülkeyi Mustafa Kemal kurtardı sanabiliyor.
Bakın, 19 Mayıs 1919'dan önce, ABD başkanı Wilson ne söylemiş:
"Bugünkü Osmanlı imparatorluğu'ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır." (8 Ocak 1918)

Türkiye Cumhuriyeti bir ABD-ingiltere projesi idi. Mondros Antlaşması'nı TBMM kabul etmemişti fakat ingiltere 1. Dünya Savaşı sonunda zaten Mondros'ta ingiltere'ye verileceği söylenen yerleri (yani petrol bölgelerini) kontrolüne almıştı. Anadolu TBMM'ye karşı işgal edilmemişti, halkın cumhuriyeti kabul etmesi için bir baskı unsuru olarak işgal edilmişti. Zaten Wilson ilkeleri'ne göre işgalci ülkeler toprak talebinde bulunamayacaklardı. Kurtuluş Savaşı olarak bahsedilen dönemde savaş yapılan işgalci ülkeler arasında ingiltere yoktur; o tarihlerde istanbul ingiltere'nin işgali altında olmasına rağmen onlarla savaş yapılmamıştır. Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra (padişahlık bittikten sonra) ingiltere istanbul'dan çekilmiştir. Lozan Antlaşması'ndan sonra, 1918'de Wilson'un söylediği "Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır." ifadesi Montrö Sözleşmesi'nde şöyle karşılık bulmuştur: "Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, hiçbir işlem (formalite) - sağlık denetimi hariç - olmaksızın Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır."