-
3626.
+46 -1*Tümünü Göster
eylül ile göz göze geldik bir an.
-bilmiyorum ki abla, gelir belki bugün. diyerek yalan söyledim üzülmesin diye ablama.
-acaba bana mı kızgın ki. dedi ablam
-neden ki. dedim merak ederek.
-ona yalan söylediğim için. dedi utanarak.
-ne gibi bir yalan abla. dedim iyice merak ederek.
-aysel'e bu doğumu yapacağımı ilk söylediğimde saatlerce konuştu benle, vazgeçirmeye çalıştı, ben ağladım, o ağladı, sonra ben kürtajı yaptırırsam "kendimi iyi hissetmeyeceğimi ondan geriye hiç bir şey kalmayacağını" söyledim. saatlerce konuştuk ömer, saatlerce, beni ikna etmeden vazgeçeçek gibi değildi. ben de bildiğin üzere kararımdan vazgeçmeyecektim. en sonunda dayanamayıp yalan söylemek zorunda kaldım aysel'e, "kürtajı yaptıracağımı ama ondan geriye hatıra olarak en azından hiç giymese de bi kıyafet kalmasını, baktıkça onu hatırlamak istediğimi söyledim" bunları dememdeki tek amaç verdiğim karardan emin olmaktı. o bebek kıyafetlerini, biberonları, oyuncukları gördüğümde de verdiğim kararın arkasında durabilecek miydim merak ediyordum, onu görmek istedim, ama aysel'e mecburen yalan söylemek zorunda kaldım. o da gitti aldı, sonrasını da zaten biliyorsun işte. dedi
ablamın her cümlesinde pişmanlığın dibine vuruyordum.
aysel'e söylediğim o "gibtir git" kelimesinin bu kadar içime batacağını bilememiştim.
harbiden çok üzülmüştüm lan beyler, ama o an yapacak bir şey yoktu.
yüzümü asıp ablama belli etmemek için aklımdan zor da olsa çıkarttım o an için aysel meselesini.
sonuç olarak keyfim yine kaçmıştı amk.
yetişkin bir boncuğun mutlu kalma süresi 5 ila 10 dk arasındaydı,
fazlası haramdı bana amk.
neyse bakıcaz bi çaresine artık diyerekten ablamla eylül'ün muhabbetlerine katılmaya çalıştım.
aradan bi yarım saat geçmişti.
-ben kaçıyorum. diyerek ayaklandım.
taksiye çıkmam gerektiğini ikisi de bildiği için ısrar etmediler.
-burda mısın. diyerek eylül'e baktım.
-burdayım. diyerek ablama baktı ve onay aldı.
-peki. diyerek ikisiyle de vedalaştıktan sonra çıktım evden.
durağa döndüm.
arabayı park edip içeri girdim.
rüstem abi gibici bakışlarıyla bana bakıyordu.
henüz "hayırdır" abi demeden
-müşteriyi neden almadın ömer. dedi rüstem abi.
"hasgibtir" dedim içimden, eylül'ün mevzusu yüzünden o benim tamamen aklımdan çıkmıştı.
-abi iyi değilim bu aralar kusura bakma. dedim
-iyi değilsen gibtir git. dedi rüstem abi haklı olarak.
-eyvallah. abi diyerek arkamı dönmüştüm ki
-iyi ol ve geri gel, anladın di mi. dedi rüstem abi "kovmirem seni ula" dermişcesine.
başımla onayladım ve tam kapıdan çıkacaktım ki durağın telefonu çaldı.
rüstem abi telefonu açtı, adresi kağıda yazdıktan sonra
-gönderiyorum Aysel Hanım. dedi rüstem abi.
-eve mi istedi abi. dedim
-hayır, zaten sen gitmiyorsun, sırada kim varsa o gidiyor. dedi rüstem abi.
o son olaydan sonra aysel'in hala beni çağıracak hali yoktu ya amk demiştim kendi kendime.
haklıydı kız, çok büyük eşşeklik etmiştim, gönlünü almak lazımdı.
rüstem abi'nin önündeki kağıda yazdığı adrese bakarak çıktım dışarı.
sıradaki taksici verilen adrese gitmey üzereydi ki rica edip aldım sırasını.
saolsun kırmadı beni.
aysel'in çalışmaya başlayacağı kafeye doğru sürdüm arabayı... -
-
1.
+3 -9Gunun son ilk sukusu bende beylersuku isterim
-
1.
başlık yok! burası bom boş!