+4
o günün akşamında beni lunaparka verdiler beyler, çarpışan otonun başına.
bu iş kebap, gidiyosun, biniyolar çarpışan otolara, çalıştıra basıyosun, çarpışıyolar canın sıkılınca durduruyosun, bitti deyip indiriyosun sırada bekleyenler biniyo yine aynı şekil..
beğendiğim kızlar binince onlar uzun tutuyodum beyler, onlar da memnun olup bi daha sıraya geçiyolardı :D
neyse, sıra gitgide büyüdü aq, en son işte 11e geliyo saat, dediler kapat ve yukarı çık. tamam dedim. amk bi adamın oğlu da 20 dkdır bekliyomuş orda. adam yabancı, geldi noldu dedi? dedim kapatıyoruz, dedi e oğlum 20 dkdır bekliyo burda!? ingilizce konuşuyoruz tabi beyler, ben yarım yamalak benim yüzümden değil, şeflerin böyle istediğini anlatmaya çalışıyorum. kafa öyle kuruyo ki cümleleri, ingilizce karşılığını bildiklerini ingilizce, bilmediklerini türkçe söylüyosun.
ı am sorry efendim, ı am not suçluu suçlu neydi mm ı am not chef, ı am staff, this is chefs prefer. (yani şefin tercihi bu demek istiyorum)
adam dedi ok ok but yarın gelcem 2 tur bindircen çocuğumu tamam mı? tamam dedim. el sıkıştık adamla, yarın beni 2. kez kebap işe vermicekleri için adamla karşılaşmıcağımı biliyorum ya :DDD
neyse beyler, çıkcam işten tam, erdi abi çağırdı beni güvenlik müdürü var ya. dedi noldu olm? abi dedim sonuçlar açıklanmış babam çağırdı şurayı kazanmışım yurt falan bakmaya gidecekmişiz o yüzden normalde çalışırdım ama öyle olunca kusura bakma seni de mahcup ettik falan filan. olsun olm oku moku falan dedi.
otelle ilgili başka hatırladığım bi şey olursa flashback yaparız beyler.