lan dedi bu rezerve edilen masa, o masaya bugün almanlar gelecek kızının da doğum günüymüş sürpriz pasta getircez oraya rica ettiler, kızları da anlamasın diye saçma sapan karaladılar kağıdı ben bakıcam o masaya anlayayım diye karaladım kağıdı falan dedi, koş bunu oraya koy çabuk, hobaa, koşa koşa geri gittik, masalar açılmış ama çok şükür o masaya oturmamışlar. koydum masaya, döndüm bizim garsonla sohbet ediyoruz. iş başladı her görevi yaptık falan.. yavaştan kaptım işi..

ertesi gün oldu beyler, sabah zaten çok çok yorulmuyosun, bi portakal suyu doldurtuyolar elinde tepsiyle sen geziyosun işte "orange juicee" diye bağıra bağıra, isteyen sana işaret ediyo kaç tane diye soruyosun bırakıyosun masaya teşekkür ediyolar. olm çok güler yüzlüler lan. bi de kızları var ki ırş. neyse.

o gün kahvaltıda arabayı backgrounda getirirken tabakları düzgün koymadığım için 2 tabak yere düştü kırıldı beyler. amk japonları mıdır çinlileri midir nedir, anında sarıldılar fotoğraf makinesine hemen çekiyolar amk. tak var ne var düştü işte ne çekiyon? şef dedi tamam devam et ben burayı temizletirim.

başka da ekşın olmadı, lojmana geldim, uyudum uyandım yine aynı tertip gittik bloga hepimizi dizdiler, dediler beyler bugün Türk gecesi var, Türk yemekleri yapılacak, Türk misafirlerimiz de bu geceye yoğun ilgi gösteriyo bakın onlar biraz daha kaprisli olur lütfen gerilmeyin sakin sakin güler yüzlü işinizden memnunmuş gibi davranın devam edin. uyardılar falan neyse bu sefer benim kankim olan volkan garsonla ayrı düştük ama ikimiz de balkondaydık. bu yanındaki kamiyi benim yanıma yolladı dedi ben burda çalışcakmışım sen volkan garsona git. gittim dedim senin canını yerim lan adamsın. bu dedi haftaya doğum günüm var 18ime giriyorum sahilde kutlıcam arkadaş grubu gibi olucak içcez falan sen de gel yabancı karılardan da alıcaz bi kaç tane. dedim tamam olur.