+1
-1
selam babişler! önceden belirteyim, dişlerinizi birbirine kenetleyip, gıcırdatacak akabinde hızlıca nefesinizi çekeceksiniz...
gecenin körü, kafam milyon, evin yolundayım ve sallana sallana yürüyorum.. anladın? apartmanın önünde anahtarları arıyorum, içimden de 'yalnız döndün yine eve koca kurt' diyorum. tabii o zamanlar para da var, yakışıklıyız da,saçlar falan dökülmemiş..en delikanlı çağım,bir gör var ya zıpkın gibiyim, giriyorum çıkıyorum kafama göre...
anahtarı buldum, deliğe soktum! merdivenleri teker teker çıkıyorum, sağ omzum da arada duvara çarpıyor, kafa kırık tabi.bir üst merdivende de benim adım tempomdan daha hızlı ve takır tukur, çekici,istetici bir topuklu sesi.
üst komşum ümran gene... kapıya varana kadar, beyaz sabahlığıyla ekmek almaktan dönerken gördüğüm halleri kafamda canlanan ümran... evde bile topukluyla geziyor bu ümran.2 evi var bitişik apartmanda, onlardan aldığı kiralarla geçiniyor,dul ve yalnız yaşıyor.
zar zor,2 merdiven çıktıktan sonra içeri girdim ve girer girmez kanepeye attım kendimi. ümran'ı düşünüyorum, aklımdan da 'çıksam yukarı kapıyı yumruklasam açar açmaz da yapışsam dudaklarına' diyorum. topuklularla evde gezindikçe bana cesaret geliyor, güzelliğini düşündükçe de irkiliyorum kevaşeden,iyi mi? değil tabi. kafamdan çıkmıyor ki düşüncesi.her topuk tıkırtısı erkekliğimi dövüyor çelik balyozu gibi, vurdukça da sertleşiyor, sağlamlaşıyor.
bir hışım fırladım yerimden,o kafayla merdivenleri ikişer ikişer çıktım, bastım ziline. kapının diğer tarafına vardığını yine topuk sesinden anladım,'kim'o demedi ama açmadı da kapıyı. büyük ihtimal delikten süzdü, saçını başını toplarladı.
kapı açıldıktan sonraki diyalog;
ümran:aaaaa.. kenan sen miydin?
ben:sanki ben olduğumu bilmiyorsun ümran!
ümran*oğru. içeri gelsene, çay yapt...
cümlesini bitirmeden sağ kolumu sardım beline,sol elimle ensesinden tuttum ve gömüldüm dudaklarına huurnun... içeri daldım öpmeyi bırakmadan, ayağımla kapıyı çarptım, apartmandan duyulmasın diye.
5-10 dakika hayvanlar gibi öpüştükten sonra sağ elimi daldırdım iç çamaşırına, ufak ufak okşuyorum ama nasıl... sırılsıklam ettim şıllığı, inleyemiyor haliyle kapının önündeyiz çünkü. fazla uzatamıyordum bu ön sevişme olaylarını.14 aslanı toplasan, bendeki içgüdü yoktur onlarda. dalganın,pantolonu deşmeye çalıştığını hissettiğim an yüz üstü vurdum karıyı holdeki kirişe. donunu sıyırdım bir elimle omzundan diğer elimle de belinden tutuyorum.tam sokacakken, yüzüme de baksın istiyorum, çenesinden tutup hafifçe kendime çevirdim yüzünü,'şlıkss' diye yumuşacık bir giriş yapar yapmaz ağzı öyle bir açıldı ki,dudaklarının kenarı yırtılacak gibi ama millet duymasın diye ses çıkaramıyor garibim.
daha önce evine gitmedim ama topuklu seslerini duyarak aklımda evin krokisini hazırlamıştım,o derece hastaydım kaltağa.
yatak odasına zütürdüm, yüzükoyun yatırdım, altına da yastık koydum beli yukarı kalksın diye... sağ parmağımı da ağzına verdim, bağırmasın,arada emsin diye.
6-7 kere titrettim kevaşeyi ama bende tık yok. rakıdan mı bilmem, tren gecikti.'olmaz böyle' diye haykırdım, saçına doladım elimi, kısrağa yön verir gibi indirdim yataktan. dizlerinin üzerine çöktü o,ben de 'yala' dedim. başladı yalamaya,o nemli his bende bir romantizm uyandırmıyor, aklımdan 'gırtlaktaki kaçıncı boğuma kadar yetişirim acaba '' diye düşünüyorum. baktım gerçekten olacak gibi değil, tuttum bunu kolundan, salladım yatağa, üstüne de yorganı fırlattım,'senin gibi karının ben dıbına koyayım ' dedim,iki yanağına da sağlı sollu çarptım tokadı, pantolonumu giydim, gömleği iliklerken koluma yapıştı..
'kenan yapma beni bırakma' diye kendini yedi bitirdi yelloz. allem ettim kullem ettim giydim gömleği,tam kapıdan çıkacakken tekrardan sarıldı koluma, böcek gibi yapıştırdım huuryu işe başladığımız o holdeki kirişe. vurdum kapıyı, çıktım.
biz de böyle bir delikanlıyız.
not:kurdugur.