+3
Caddeler küçülüyor ayaklarının altında. Güzel kokular bile bir tuhaf geliyor burnuna. Bir şeyler bir yerlerde yeniden başlarken, sen en yakın köşede yeniden bitiyorsun. Belki hiç başlamadan, belki henüz korkularınla karşılaşmadan, kaybetmekten korkmanın ne olduğunu daha öğrenmeden, kaybediyorsun bütün bildiklerini bilmezlikten gelirken. Farkında olmadan üşüşüyor üzerine bütün kötü giden şeyler. Bir kez geriden başladın mı, bir kez arkada kaldın mı, yakalamak için çok geç.
Önce ailenle başlıyor bütün her şey, kimse tanımıyor. kim olduğun konusunda daha fikrini almadan, seni bir kalıba öyle sokuyorlar ki, kendine bile söyleyemiyorsun kim olduğunu. Hoş, kim olduğunu bilmene gerek bile yok. Bütün düzen seni o kalıplarla sıkışmış haline kurulu zaten. Sesini çok fazla çıkarırsan suçlu, tamam sustum naparsanız yapın diye baksanız da safsınız. Onların istedikleri diplomalar için, hiç ilginizi çekmeyen dersler okuyun, hiç sevmediğiniz işler yapın. Varsa yoksa para, hep biraz daha. Üst üste konulmuş o kağıt parçaları, senden bile önemli oluyor bir ara. Sevdiğiniz şeylerin peşine koşacak ne cesaretiniz kalıyor sonra, nede umudunuz. Hep koşmanızı, daha ileri gitmenizi öyle bir ayarlamışlar ki, kafanızı kaldırıp 'ben kimim' sorusunu aklınıza getirmenizi istemiyorlar. Ve bütün cesaretinizi, gelecek kaygısıyla kırıyorlar. iyi bir işin olmadıkça, iyi bir eşin olmayacak, çocukların sefil, sen ise beş parasız hayatsız kalırsın.
Ah bu inandırdıkları. Sizin kim olduğunuzu bilmiyorlar. Belki sen şarkı seviyorsun, belki bir davanın tam ortasında koşup durmayı, belki bir şeyler çalmayı, belki üç beş kuruş kazanıp her akşam bir elinde sigaran güneşi batırmayı seviyorsun. Bir sonraki sigaradan sonra bitecek paketinden başka bir derdin yok. Ne alabildiysen onu giyiyorsun, çıplak değilsin ya. Ama olmaz değil mi? illa o saçma markalar, illa o şık giyinme dürtüsüyle seni zorlayacaklar. Üstünüzden başınızdan, işinizden gücünüzden dem vuracaklar. Hatta sevdiğiniz kadınlar bile, sevgilileriniz bile gün gelecek, sırf diplomalarınız yok diye kendilerini geri çekecekler. Paranız az diye kurduğunuz hayatları üç kuruşa değişecekler. iyi günleri unutup, ileriyi düşününce sizi yanlarına yakıştırmayacaklar. Düşünsenize bi, o paraya, kaliteli bir çevreye sizi nasıl sokacaklar. O saçma, okuldan öğrenilen derslerdeki terimlerle, onun bunun felsefesini konuşacaklar. O felsefecilerin, bütün bildiklerini sokaklardan öğrendiğini kimse takmayacak. Varsa yoksa diplomalar için öğrendikleri o saçmalıklar. Dil bilemeyeceksiniz, karşınıza oturup ağızlarını yaya yaya misafirleriyle anlamadığınız bir dilde şakalar yapacaklar. Sizde önce kendinize yalnız, sonra ona yalnız kalacaksınız. Varsa yoksa para, ben doyduğumdan fazlasını istemiyorum. Biraz huzur ve mutluluk neyimi yetmiyor. Ama onlara yetmeyecek, hiç yetmeyecek.
Korkma, nasılsa sen öğrendiklerini o saçma eğitim kariyerleri için değilde sevdiğin için öğrendin, sevgyide dibine kadar biliyorsun, özlemeyi de. Korkma, bir gün o zengin adamlarda bulduklarıyla kalmayacaklar. Anlamsız, hissiz kalacaklar. O gün size geldiklerinde, sakın kapıyı aralamayın. Yine sizi kullanıp mutlu olacaklar. Yaşantınızı eleştirip değiştirmeye çabalayacaklar. Sakın kapıyı aralama, o sömürgecileri içinize tekrar almayın. Biraz sizden aldıktan sonra, paralı hayatlarını özleyip, geldiklerinden daha hızlı gidecekler. Siz sevdiğinizi yapın, korkmayın, zaten çok kısa, gerçekten kısa. Başlamadan bitiyor her şey, kendini yaşa.
Son sigaramı yakıyorum, belki bir süre alamam. Umrumda değil, Ankara'yı ayaklarımın altına almışım, güneş tam tepemdei biraz da esiyor. Bir işim yok, bir sevgilim yok, bir sonra yok. Ama ben varım.