/i/İnanç

İnanç
  1. 26.
    0
    oo süper. çok sağlam başlıyorum kardeşim sana. birincisi toprak olma konusunu istersen daha kapsamlı şekilde sorabilirim daha ayrıntılı bilgisi olan fıkıhçı dostlarıma ? yada ilim sahibi ahbaplarıma ? sonra diğer mantık hatana gelelim. çok büyük bi yanlışın var. hz.isa döneminde hristiyanlık hak dindi. hz.musa zamanında da musevilik. hz.ibrahim zamanında ibrahim a.s.'mın dini hak dindi. yani o zaman bu peygamberlere inanan ve dininin gereklerini hakkıyla yerine getirip rabbi memnun eden hiçbir insan cehenneme gitmeyecektir. sonradan bozulan dinler içinde hristiyanlık için kitap yazılmış. musevilik için kitap yazılmış. ve hepsi için sahte peygamberler peydah olmuş. araştırırsan görürsün. ama tarihin hiçbir sayfasında rastlamadım ki kuran bozulmuştur diyen bir insan çıksın ve bu konuşması safi rüzgardan öteye geçmesin. kanıtlar sunarak bunu ispatlasın ve göstersin. düşün ki islam inanan inanmayan herkes tarafından kabul edildiği üzere arap yarımadasında en olmadık zamanda çıkmış ve teşbihte hata olmaz sözüne sığınarak alayına isyan der gibi tüm kötülüklerin önünü kapayıp refah barış ve mutluluk getirmek üzere yepyeni bir düzeni savunarak ortaya çıkmıştır. düşün ki sen o zamanda tanrılar diye küçük putlara tapıp , günah işlediğin zaman çamurdan tanrı yapıp tapınan bir insan olsaydın ve yüzyıllar boyu senin gibi bir çok insan gelip geçseydi islama karşı olan bunlar demezler miydi bu söylediklerini ? yüzyıllar boyunca bir tane bulguya rastlamadım ben bunları islam hakkında söyleyebilen ? neden söylenmedi düşündün mü hiç ? çünkü o zamanın müşrikleri bile inanıyolardı. ama itiraf edip kabul edemiyolardı. bu bir nasip meselesidir. o yüzden kabul etmekte yüksek bir erdem gerektirir. gurur kibir ve sapkınlığa düşmüş zihinler önünü bile göremezken hakkaniyet ile batılı birbirinden ayıramayacak derecede gaflet içindeler. ayrıca son olarak peygamberlik için şunu söyleyim ki peygamberliğin şanı birincisi soydan gelir. peygamber soyu nesiller boyunca bozulmamış , karışmamış , saf ve arap soyundandır. peygamberler tarihini okursan hepsinin soy ağacına ulaşır vay arkadaş bu nasıl bir düzendir böyle diye hayretler içerisinde kalırsın. ikincisi nübüvvettir. yani yaradan tarafından vücuduna koyulmuş nübüvvet mührüdür. bu mühürde dünyada görebileceğin hiçbir dövme şekli ile vücuda kazınamaz. hadi bunu da mantık dairesi içerisinde hallettin diyelim. peygamberliğin şanı keramettir. keramet her evliyanın yada her Allah dostunun gösteremeyeceği Allah'ın tezahürü şeklinde olan bir mucizedir. peygamber efendimiz s.a.v.'min ayı ikiye yarması (Bilimsel olarak kanıtlanmış) , 3 kişiye yetecek bir yemeğin koskoca bir topluluğa yetmesi gibi bir çok keramet göstermiş bir peygamberin son kitabından bahsediyoruz şuan. okuduğun ve araştırdığın vakit bir çok bulguya rastlayacaksın. sonra senin mantığın ile şeytan olayına gelelim. şeytan dediğimiz varlık başlarda meleklerin başı olarak ateşten yaratılmış ve hepimizin yaratıcısı Allah'a karşı gelerek gururuna yenik düşmüş bir mahlukattır. tıpkı senin benim gibi oda yanlış yapabilir. diğer meleklerden farklıdır. yok et şeytanı diye bir mantık olabilir mi ? buranın bir sınav mekanı olduğunu biliyosun. senin benim gibi insan olanların bile sınavlarında 4 tane şıktan sadece 1 tanesi doğru. diğer 3'ü yanlış. madem sadece doğru olanlar ve doğruyu bilenler kazanacak neden şık var ? neden yanlış cevabı koyarsın ki oraya ? böyle bi mantık olabilir mi sence ? çok saçma bence. elbetteki yaradanın hikmetini ve ilmini tartışmak bize düşmez haşa öyle bi niyetim yok ama. kendimizden örnek vererek anlatayım. bir düzine adamım olsa iş yerinde. bunların verimlerini ölçmek istesem. ve ellerine soruların olduğu bi kağıt versem. sadece doğru cevapları koysam. hoşuma gidecek cevapları koysam. istediğim cevapları koysam. nasıl ölçecem hangisi daha faydalı ? hangisi daha iyi hangisi daha çok terfiyi hakeder ? bu konu hakkında da bu şekilde görüşbildirdikten sonra tekrar şu konuya dönelim. demişsin ki insanlara neden sürekli din gönderilmiş yok o bozuldu buna inanın hangisinin doğru olduğunu nerden bilecem ? ya burda birazcık insafa çağırıyorum seni. gerçekten hangisinin doğru olduğunu bilemez misin ? burada yaradanın gene bir ilmi söz konusu. her kavme ayrı peygamber ve her kavme o dönemin gerekleri için o dönemde yapmaları gerekenlere göre kurallar koyulmuş. din dediğimiz olgu bir yaşamdır. başlı başına yaşamı tayin eder. bir anlayış yada teori değildir. o şekilde algılarsan olayı devamlı kendi kendini çelişkiye düşürürsün. lut kavmi zamanında insanların meylettikleri günahlar başka , musa kavmi zamanında insanların meylettikleri günahlar başka , isa kavmi zamanında insanların meylettikleri günahlar başka. şimdi orada diyelim ki farz-ı mahal eski dinler hala geçerli olsaydı ve biz gene o dinin kurallarına göre yaşasaydık , sen demezmiydin kardeşim artık milenyum çağındayız ne cumartesi günü balık tutmaması ya ? böyle bişey olabilir mi ? tamam o zaman öyle bi durum söz konusuymuş. . şimdi avcılık mı kaldı ? desen nolur ? dinden çıkarsın. zaten öyle bişey söz konusu olamaz. Allah haşa emin olamadığı için yeni dinler göndermedi. toplumların evrimi diye tabir edecek olursak eğer gerçekleşen ve yenileşen toplumlar için yeni düzenler ve yeni kurallar getirdi. düşün ki bir işletmen olsa içinde sadece toptan satış yapsan , kuralların neye göre olur ? toptan satışa göre. çalışanlarını ona göre düzenler ona göre kurallar koyarsın. dersin ki işte tüm mallar koliler halinde satılacak. kolilerden tek satış yapılmayacak. koliler açılmayacak falan gibi kuralların olur. sonra şirketin büyür genişler. perakende satışlara da geçersin. şubeler açarsın. çalışanların gelenlere hala kolilerle mi verir sence malları ? kuralların değişir. perakende satış yapanlar koli harici malları tek tek satacak ve koli satışı yapmayacak. şubelerde toptan alışveriş olmayacak. merkez şubeden toptan dağıtımlar gerçekleştirilecek falan diye yeni kurallar koyarsın. yani gelişen ve değişen toplumlar için yeni ve gelişmiş kurallar koyulması icap eder. toplum buna gereksinim duyar. zaten eski kitaplar ve kurallar artık yeterli olmadığı için yeni dinler ve kitaplar ortaya çıkmış. burada yeterlilik kelimesi dinin ekgib olduğu manasına gelmez. dinin o dönemin gereksinimlerine göre olduğu anlamı çıkarılmalıdır. bunu kurcalarsan burası baya beyin yakar. burdan dersin ki kardeşim o zaman niye en başından kuran gönderilmedi ? herkes en başından başlasın teyy o zamandan bu zamana kadar aynı şekilde yaşayalım. adem a.s.'dan bu tarafa kopup gelelim falan gibi şeyler üretir kafayı yersin. ki kendi başına düşünerek bunların alayına bir cevap bulabilirsin. ben bile kendim zamanında yoldan çıkmış iken sorduğum sorular bunlardan çok daha değişik çok daha ilmi konulardı. küçümsemiyorum sakın yanlış anlama ama. şöyle bi mantık var ateist kafasında. zamanında benimde olduğu için bunu rahatlıkla söylüyorum. verilen her cevap karşısında yeni bir metafor üretme zorundalığı hissediyodu beynim. yani amacım bir tane soruya cevap bulmaktı. tabi bahanemdi bu. soruyu soruyodum. cevaplıyolardı. o cevaptan başka bi soru çıkarıyodum. cevaplıyolardı. o sorudan bi başka soru çıkarıyodum. cevaplıyolardı. o cevaptan bi başka soru derken bi süre sonra farkettim ki ben cevap aramıyodum aslında. ben sorduğum soruların cevabını çoktan bulmuştum. ve bana söyledikleri o gaflet içindeydiler delalet içindeydiler dedikleri adamlar gibi delalet ve gaflet içinde kendi mantığımı kullanarak kendimi çok akıllı sanarak kendimi cevapsız bırakmak için uğraşıp duruyodum. kafamda ve içimde devamlı doldurulaması imkansız bi boşluk var gibi hissediyodum. ve bunun cevapsız soruların olduğu için var olduğunu sanıyodum. halbuki soruların cevapsız kalması , cevaplarının olmadığı anldıbına gelmiyormuş. sorduğum yerler ve sorduğum kişiler yanlışmış ve en başında ben soru sormayı değil cevapsız kalmayı istiyormuşum.

    edit : yani şuan senin içinde bunu gerçekten çok can-ı gönülden söylüyorum canım kardeşim harbiden çok içimden gelerek söylüyorum. inşallah kendi mantığının aslında ne kadar yetersiz olduğunun farkına varır doğru yola gelirsin. inşallah Allah sana da nasip eder kendini , hakkı bulursun. valla bak. çok içimden geldiği için buraya böyle yazıyorum. böyle şeyleri konuşan sürekli dilinden düşürmeyen dinci bi abi değilim ben normalde. hikayem falanda var. yardırıyorum sürekli. ama şuan çok içimden geldi. yazayım dedim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster