o günden sonra kübrayla samimiyetimiz artık baya ileri safhalara taşınmıştı. yani enseye şaplak züte parmak kıvdıbına gelmiştik. resmen abi kardeş gibiydik bana göre. ben onu küçük kız kardeşim olarak görüyodum. şakalar yapıyoduk. dalga geçiyodum. kafasına falan vuruyodum lan kızın. öyle söyleyim yani. arada gelip yanıma kıvrılıyodu. kak gız yürü yerine yat elekçi benide fesata getirme diye takılıyodum. uyuyakaldığı oluyodu benim odada film izlerken. zütürüp yatağına yatırıyodum. üstünü başını örtüp bırakıyodum öylece. bazen ikimizde uyuyakalıyoduk falan. bi ara komşulardan birisi evdeki hurdadan hallice fırını bize verdi. elektrikli bi fırın. o fırında da yavrum öyle şeyler yaptık ki sormayın. nasıl sevindik nasıl sevindik. kübra dedim artık varya değme keyfimize lan. bu fırında neler yaparız biz kızım falan diyorum böyle. aklımızda kuruyoruz. işte bi gün pizza yaparız bi gün kek kabartırız bi gün tavuk atarız falan gibi. dedik bi pasta yapalım bari ilk günden hadi. gittik yakında bi bim vardı market. ordan malzemeleri aldık. undur yumurtadır bisürü bişeyler aldı bu kendince. ben anlamam öyle kekten pastadan. hazır alır pudingle yerim. anca o yani benim yapabileceğim pasta. hazır kekin üstüne puding yapar dökerim. al sana pasta işte daha ne istiyon. bizimki aldı birsürü bişeyler. geldik kasaya. ödeme yapacaz. abla bizim aramızdaki şakalaşmalarımızı falan dinlemiş hoşuna gitmiş halimiz. Allah mesut bahtiyar etsin çok yakışıyosunuz dedi. anlamadım dedim. evli falan mısınız dedi. yok artık ya kardeşim o benim aynı evde kalıyoruz dedim. haa pardon ya bi an öyle muhabbetinizi şakalarınızı falan duyunca dedi. kusura bakmayın falan dedi. yok önemli değil ne demek iyi günler dedim çıktık dükkandan. bununda geyiği biraz sürdü. sevgili taklitleri falan da yaptık. bu bilinç altına gönderilen ilk mesaj oldu. bu konuya tekrar dönecem. bu bir diyeyim sadece burada. neyse geldik eve. malzemeleri koyduk masanın üstüne. tezgahta tatlı tatlı pasta yapıyoruz. bu bana tarif ediyo elinde bi kağıttan söylüyo devamlı. üç bardak şundan iki tatlı kaşığı bundan kulak memesi kıvdıbına gelene kadar karıştır diyo. dedim kulak memesi nedir ya. ne biliyim valla öyle yazıyo bak dedi. baktım harbi kulak memesi yazıyo. iyi bari karıştır hadi dedim. bu baya yirmi dakka falan karıştırdı. oldumu acaba diye bana soruyo. ne biliyim kızım al kulak mememe bak bakıyım aynısı gibi olmuşmu dedim. kontrol etti. aynı benim kulak memesi kıvamında. tamam dedim o zaman hadi. tepsiyi falan ayarladık. dibini yağladı mağladı bişeyler yaptı. herneyse verdik keki fırına. bekliyoruz içini izliyoruz. o içine piştikçe böyle dumanlar falan çıkıyo dışarı evin içine müthiş bi koku yayılıyo. dedim valla kübra sen bu işi biliyon ha. ne sandın aslanım dedi. bak dedim sen bana burda bak. beni böyle pastalarla böreklerle besle. bende sana söz beğenirsem bi pastane açarım sana dedim. hahahayt gülüyüm bari benim keklerime kaç erkek tav oldu da yüz vermedim haberin varmı senin falan yapıyo böyle. tabi keklerine tav olurlar kızım bakılacak başka bi yerin yokki dedim. köpeksin köpek diye bi kovaladı beni. amk kızdırınca öyle normalde vurmuyo beyler. elinde ne varsa. mikser varsa mikserle koca bi kaşık vardı demirden kaşık 2 kilo falandı heralde. onla kovaladı beni. dört döndürdü etrafta. kızartmıştı omzumu vura vura. neyse o gün o pastayı orda bi güzel yedik. harbiden mükemmel olmuştu kübra yaptı diye mi bilmiyorum ama. harika pasta yapıyodu beyler. neyse ilerleyen günlerde bizim ev spor salonuna birazcık uzakta kalıyodu. diğer ev gibi hemen salondan çıkıp yürüyerek eve gelemiyodum. gene gelirdim de biraz daha fazla yürümem gerekiyodu. bende uğraşmayım dedim. akşama kadar işe gidiyorum. işten çıkıp salona gidiyorum. ölgün bitkin bi halde o kadar yolu çekemem diye bi dambıl seti aldım kendime. izin günlerim harici evde kendi kendime çalışabileceğim ufak bişey. gayet güzel ağırlık ayarları falan da var. yani ağırlık falan takabileceğim iki bar gönderiyolar. yanında 4 tane 3 kilo , 4 tane 2 kilo , 4 tanede 1 kiloluk ağırlıklar geliyo. istediğin gibi yapıyosun işte ağırlıkları. neyse aldım eve dambılları getirdim. salonda biraz yer açıyorum iki günde bir çalışıyorum. buda karşıma gelmiş beni izliyo. ulan ağırlığın altında eziliyorum orda. göğüs basıyorum kollara omuzlar falan. orda köşeye çakılmış bakıp duruyo. ne bakıyosun ya dedim. izliyorum seni dedi. izleme git biri izlerken yapamıyorum dedim. Allahalla ne var ya bakıyorum işte dedi. neyine bakıyosun Allah aşkına dedim ya. nesini izliyosun kaldırıyorum işte dedim. olum sende harbiden güzel vücut var dedi. ne sandın kızım ne zamandır eşşek gibi çalışıyoruz dedim. neden sevgilin falan yok senin dedi. karıştırma oraları boşver napcan dedim. seni nasıl boş bırakıyolar bilmiyorum dedi. mahcup ediyosun beni kübracım falan yaptım utangaç çocuklar gibi. salak dalga geçme ciddi söylüyorum dedi gülerek. ya boşver uğraşmıyorum ben o taraklarda bezim yok benim dedim. geçiştirdim mevzuyu. kübrayla karı kız muhabbeti yapmayı sevmiyodum. hatta hiçbi kızla karı kız muhabbet iyapmayı sevmiyodum. erkek ortamında bile karı kız muhabbeti bi yere kadar çekiliyo yani bende. buda böyle iki etti. kübrayla olan günlerimiz anlayacağınız üzere çok fazla güzeldi. harbiden gene olsa da keşke gene çıksam böyle bi eve.