+63
*
ben düşünceler arasında kaybolmuşken
mutfağa doğru giden eylül'ün sesi kendime getirdi beni.
-acıktın mı bakalım? dedi
-acıktım ama mutfakta dolanma boşuna ordan bize ekmek çıkmaz. dedim
-bakalım bakalım nelerimiz var. diyerek buzdolabını açtı.
tam takır kuru bakırdı beyler.
utanmıştım ama belli etmemeye çalıştım.
eylül de beni bozmamak için
-bekar adamın evinde yemek arıyorum ben de, saflık işte. dedi
-bekar olduğumu kim söyledi. dedim
-aa doğru senin manitan vardı di mi, unutmuşum onu. dedi aysel'i kastederek.
durduk yere germişti beni ama "haspinallah" diyerek sustum.
duymadım ama beni gıcık ettiği için içerde kıs kıs güldüğüne emindim.
sessizliği fazla uzatmayıp,
-gel hadi seni yemeğe çıkarayım. dedim
-aman tanrım, çok yakışıklı bir erkekten çıkma teklifi aldım. diyip güldü.
söyledikleri hoşuma gitmişti ama yine o gülüyor diye gülmüştüm ben.
-hadi bakalım gir koluma o zaman. dedim
evin içinde koluma girdi ve bir elimde valiz bir elimde eylül öylece çıktık evden.
arabaya kadar öyle yürüdük.
valizi bagaja koydum.
önce kapısını açıp eylül'ü arabay oturttum, sonra arabanın önünden dolanarak şöför koltuğuna oturacaktım ki bizim şahin'in kornası çaldı.
hiç beklemediğim için korkudan altıma sıçmıştım.
dönüp baktığımda sesini duyamasam da arabanın içinde benim havaya sıçramış olmamla eğlenen bırak eğlenmeyi kahlahalar atan eylül'ü gördüm.
normalde bu tarz şakalardan nefret ederdim ama bu gereksiz şakayı yapan eylül'dü neticede, zoraki de olsa gülerek karışık verdim ve geçtim şöför koltuğuna.
hala gülüyordu.
-çorba içer misin. dedim gülmesini bölerek. benim çorba içtiğim yer esnaf lokantasıydı. çorbanın 1.5 lira olduğu bi yerdi. hiç düşünmeden sormuş, sorduktan sonra da pişman olmuştum.
-olur. dedi eylül hiç düşünmeden.
"vay amk" dedim ben içimden.
arabayı çalıştırmış tam hareket edecektim ki
-aslında 1 dk ya aklıma bi fikir geldi, çok aç mısın? dedi.
-yani. dedim
-tamam o zaman dayanırsın. dedi
-neye dayanırım? dedim.
-çek bakalım markete şöyle büyük bi markete aslan. dedi.
kafasında bi şeyler kurduğu belliydi ama henüz benim jeton düşmemişti.
1-2 defa sorduysam da söylemedi, "görürsün" deyip geçiştirdi.
aşağı caddede "Gima" vardı oraya sürdüm arabayı.