-
1576.
+53 -1*Tümünü Göster
derken eylül geldi içerden.
fermuarını zor kapattığı belli olan valizi sürükleye sürükleye odadan çıkarmaya çalışıyordu.
yardım etmek için fırladım yerimden.
valizi elinden alarak kapıya kadar getirdim.
ben valizle uğraşırken eylül çıkarttığı 3. bir çantaya salondaki eşyalarını koymaya başlamıştı bile.
bilgisayarını da aldıktan sonra en son bilgisayar çantasına vitrindeki resimleri koyacaktı.
sırtı bana dönüktü.
resimleri aldı.
baktı.
çantasına koydu.
sonra etrafa bakındı çaktırmadan.
ben ekgib resmi aradığını farkettim ve
-ne oldu, ne arıyorsun, yardım edeyim. dedim
birden panik olmuştı.
-bi şey aramıyorum canım ne arıcam bi şey unuttum mu diye sağa sola bakınıyordum. dedi
resmi aradığını bana söylememişti ve uzun zaman da söylemeyecekti.
bıyık altından gülerek
-peki bakalım unutmuş musun bi şey. dedim.
-yok çıkabiliriz. dedi
çıktık.
eylül 1 seferde küçük çantasını, ben bileğimden dolayı 2 seferde 2 valizi indirdim aşağıya.
arabanın bagajına koyduk.
direk bizim eve geldik.
valizleri indirdik ve eve girdik.
şimdi sıra bendeydi.
ama benim işim çok daha zordu.
evi boşaltmam ikmansızdı.
evde hala babamın, annemin, abimin, selim'in hatta evlenip gitmiş ablamın bile eşyaları duruyordu.
daha önce bahsettim mi bilmiyorum beyler ama evimiz 3+1 görünümlü 2+1 bi evdi.
babamların yattığı bir oda, abim ve selim'in yattığı bir oda, bir de ablamın kaldığı kilerden bozma bir yatak bir dolap bir de ablamın aynı anda zor sığabileceği oda demeye bin şahit isteyen bir odadan ibaretti.
ben mi?
ben en kral yerde evin TV olan tek yerinde salonda yatıyordum tabiki de.
bu alışkanlığım kerem abim içeri girdikten sonra bile değişmemişti. ben salonda yatmaya devam etmiştim.
çekyata öyle bi alışmışım ki yıllarca
normal yatak belimi rahatsız eder hale gelmişti.
kendi eşyalarımı bi valize koydum.
selim'in odasındaki yüklükteki eşyaları da annemlerin odasına taşıyıp dolabı boşalttım.
yorgan morgan elbise palto ne varsa annemlerin yatağının üstüne attım.
yüklüğü eylül eşyalarını koyabilecek şekilde boşaltmıştım.
annemlerin odasının kapısını kitledim, eylül'e
-burası nasıl olsa işine yaramaz. diyerek.
-tabiki canım napıcam, yeter bana bu oda. dedi.
mutlu görünüyordu lan beyler.
onu öyle gördükçe istemsizce ben de mutlu oluyordum.
yalnız henüz cesaret edemediğim ama içimi kemiren bi soru vardı.
kendime soramadığım bu soruyu o akşam emrah yüzüme vuracaktı.
başlık yok! burası bom boş!