/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 376.
    +4
    neyse. dükkan sahipleriyle bir bir anlaşıp bizimkilere dükkanlarını gösterdim. buralarda satış yapacaksınız. ciroları yüksek tutacaksınız. diye tembihledim. bizim için önemli olan satış rakamlarıydı beyler. satışlardan ne kadar aldığımız değil. cirodan kastım o. yani sattığınız mallardan 1 milyon kazansanız önemi yoktu. ama 1 milyon tane satıp 1 lira kazansanız çok önemliydi. önemli olan satış miktarıydı. ve bizim 1 milyon kadar satış yapmamız gerekirdi yani öne geçebilmemiz için. imkansız gibi bişeydi. farkındaydım ama bi kere olur demiştim patrona. ve 6 tane dükkanın kirasını kontratını malzemelerini döşemiştim bile. bunların alayının ne kadar masraflı olacağını düşünsenize bi beyler. yani sorumluluk büyük. felaket bi yarağın altına yatmıştım ki sormayın. bu dükkanların alayına aynı sloganlarla başladım. sağa sola bir sürü broşür astırdım. bunların alayı 1 haftanın içinde gerçekleşiyo bu arada. günlük 4 saat uyku. geriye kalan bütün saatlerde sigara ve yemek molaları hariç çalışıyorum. her tarafa broşürler astırdım. üniversite kulüplerine kadar. içerisi dışarısı her dükkanda , her sokakta bizim dükkanların kapakları bizim dükkanların sloganları. bu bir haftanın içerisinde öküz gibi çalışıp dükkanları çalışır hale getirdikten sonra herkesi dükkanına yerleştirdim. ve dedim ki abicim bana en yüksek satış miktarlarıyla gelin. hafta sonlarında sizden raporlar alıcam. kendi stratejinizi oluşturun. nasıl satarsanız satın. kaça satarsanız satın. gerekirse bedavaya verin. ama bu malları piyasaya tutturun. ve bana mümkün olan en yüksek satış miktarlarıyla gelin dedim. ve merkez dükkana geçtim. merkez dükkan benim için en işlek yerde olması sebebiyle çok önemliydi. en çok getiriyi beklediğim dükkandı ve öylede oldu. bu ekibin başında ben duruyodum. ve beraberimdeki kızları genelde teşhir amaçlı dükkan dışında kullanıyodum. öyle bişey oldu ki bizim dükkana kızlar erkekleri, bende kızları çeker hale geldim. bakmak için , konuşup numara almak yada kesişmek için gelen geleneydi. üçe beşe bakmayıp satıyoduk allah ne verdiyse. miktarları yüksek tutmak adına. açılışlarda zaten baya güzel miktarlara ulaşmıştık. benim kendi ürettiğim bi kaç satış stratejisi daha vardı. açılıştan bu yana uyguladığım ve gayet güzel işleyen şeyler. bunları burada söylemek yada açıklamak istemiyorum tabiki. manav gibi gel abiğcim gel abücüüüm diye bağırmak değil sonuçta. satış taktiği bunlar beyler. hala aynı işlerle haşır neşir olduğumdan. girişimci için iş fikri demek bunlar. ulu orta saçmayak şimdi. neyse diğer dükkanlarında kendi çaplarında iyi işler yaptığını gördüm. cevval delikanlılarım yüzümü kara çıkarmadılar. katil gene her zaman ki gibi yaptı yapacağını. kendince bi strateji geliştirmiş. ürünlerin üzerlerine çeşitli promosyonlar eklemiş. ama alışıldık promosyonlar değil. kimine sinema bileti , kimine yemek rezervasyonu , kimine çevredeki maçlardan biletler falan böyle değişik değişik bir sürü şey. amk garip bi şekilde ilgi çekti bu promosyonlar ve katilin dükkan baya bi satış yaptı. diğer taraflardan da bebeler değişik şeyler yapmışlar birisi mesela çok hoşuma gitti böyle eski unutulmuş atasözlerinden belli bazılarını seçmişler. küçük küçük kağıtlara yazarak bunları ürünlerin üzerlerine montelemişler. ben bile merak edip biriki tane aldım amk o derece. merak dürtüsü üzerine yoğunlaşılmış bi satış stratejisi geliştirmişler. atasözleride öyle falım sakızından çıkan "rüyanda gördün beyaz at , bekliyor seni güzel avukat" falan gibi değil. işte "azm ile defi hacet eyleyen taşı tarumar eyler" falan gibisinden güzel değişik farklı şeyler. hoşlanabileceğiniz şeyler. bunlarında getirileri fena olmadı. iki ayın sonunda biz böyle böyle derken baya güzel miktarlarda satışlar yaptık. tam olarak bir milyon tane ürün satamasakta kritik bi hamle ile durumu kurtardım. dosyalar hazırlanıp ihaleye gidilecek noktada benim işim devreye girdi. ve en başta bahsettiğim o hamlemi yaptım. ihalenin içinde bi yönetici notu gibi bişey ekledim. hani çevirilerde falan olur ya çevirmen notu , o tarz. normalde ihale dosyalarında bu tip şeyler olmaz. ama ben bi ilk olarak yaptım bunu. risk aldım gene her zamanki gibi. dedim ki tecrübelerimiz kısmında göreceğiniz 6 ayrı tecrübemizin satış miktarlarına bakacak olursanız 4800 ve 7800 olarak iyi ayrı gurupta incelenmiş. bu rakamlar 2 aylık bi zaman dilimini kapsayan sonuçlar. tüm bu 6 iş tecrübesinin ilk ayda 4800 satış miktarını ikinci ayda 7800 e çıkardığı görülüyor. seyrinden de anlaşılacağı üzere üçüncü ayında bir milyonun üzerinde satış miktarlarını görebileceğini söylemek işbu rakamlar ve raporlar dahilinde sabittir. ihale için tanınan süre zarfı ise 2 aydan çok daha uzun bir süre. karar verme aşamasında işbu rakamlar ve raporlarında göz önünde tutulmasını arz ederim diye minik bi rapor gibi ekledim oraya. yani demek istiyorum ki " 2 ayda biz bu kadar satış yaptık. sizin ihale 2 aylık bile değil daha uzun. o kadar sürede sizin istediğinizin kat kat üstünde satış miktarları sunuyoruz size. gelin bize verin ihaleyi" bunun resmi anlatımı benimkisi. dosya tamamlandı. evraklar falan yapıldı. ve ihaleye girdik nihayet. herşeyi sunuldu. karar bekleniyo. o bekleyiş zaten ağzımıza sıçtı bizim. amk doğumhane önünde bekleyen babalar gibi bi sigaranın peşine diğer sigarayı yakıyorum. ihale sonuçları bizimkilere daha sonradan bildiriliyo tabi. kapı önünde bekleyip birden dışarı fırlayan bi adam aha sana verdim al diyip vermiyo ihaleyi. şirkette bi sağa bi sola dönüyorum. amk neler olacak neler bitecek falan diye. çok heycanlıyım. en nihayetinde karar açıklandı ve ihaleyi kazandık beyler. patron ihaleyi aldığımızı duyunca beni yanına çağırdı. alnımdan öptü sarıldı. aferim lan ibo. aferim sana diye bi ton övgü yağdırdı. tabi bende eşşek gibi bağırıp aaaaa koyduk mu laaan diye öküz gibi haykırmak istiyodum. dıbına koyduk işte böyle diye bağırmak istiyodum. ama şirkette cool havalarımda takılmak zorundaydım. tabiki patron böyle olacak falan gibisinden. iş yerinde bütün tebrikleri teşekkürleri aldıktan sonra eve gittiğimde kapıdan içeri girer girmez içimde tuttuğum şeyi salıverdim. bi 20 dakka kendi kendime bağırdım. yaptım lan başardım lan koydum lan bitirdim lan falan diye bağırdım da bağırdım. moruk düşün bi. normal bi insan böyle şeylerle karşılaşırmı normal hayatta ne zaman karşısına çıkar bi insanın bilmiyorum ama. bende üstün bi adam olduğum için değil yani bala züte bi şekilde hayvan gibi çalışarak falan başarıyodum ama benim için mükemmel bi başarıydı. ha şirket için olağan beklenebilir güzel hareketti denilebilir bi başarı olabilir. zaten şirketin imkanlarını göz önünde bulundurursan 7800 satış miktarı pekte bişey değil. olabilir yani. üstüne getirisi ve maliyeti karşılaştırıldığında dediğim gibi öyle pek bi karda bırakmadı. ama ihaleyi aldık. çok sağlam iş yapmıştım beyler. nihayet bu şirkette de damga vuracak bi harekette bulunmuştum. la adamlar öyleki bu ihale için şartları tamamlamak için uğraşıp durmuşlar. ihaleye kabülleri gerçekleşince ilk sene bu bizim diğer şirketle rekabet edememişler. dosyalarındaki bazı ekgiblikler nedeniyle bi kere kaptırmışlar. ve adamlarda ihaleyi daha tecrübeli diye hep onlara vermiş. burada felaket bişey başarmıştım. ve bu başarının getirileri öyle güzel şeyler oldu ki anlatamam. yada anlatırım tabiki :D . yarın buralardayız panpalarım tekrar. kendinize iyi bakın. iyi sabahlar burdaki panpalara. bu arada şukular için bişeyler söylemek istiyorum. şukuları ilk entry'e abanırsanız beyler başlığı trend'de görmek istiyorum. layık görenler buyursun abansınlar. layık görmeyenlerinde pipisi saolsun. haydi görüşürüz şimdiden. öpüjükler hepinize.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster