Muhabbet aktı gidiyor. Bir süre sonra ben artık soluma dönmüş iki kere esmer olan kızla ilgileniyordum sadece. " Herşeyin ayağıma gelmesini severim hizmet etmekten hoşlanmam" diyordu rakıma buz koyarken. Tezat.. Şalgam sevmem hatta rakının yanında su da içmem. O içiriyordu. Kendi bardağından.

+" Hep böyle açık mı konuşursun?"
-"Ne gibi.?"
+" Masaya oturduğundan beri aklına geleni söylüyorsun. Korkmuyor musun yanlış anlaşılmaktan?"
-" Seninle sevişmek istediğimi sana söyleyemedikten sonra, istemekten öteye gitme ihtimalim sence de az değil mi?"
+ "Benimle sevişmek mi istiyorsun?"
- " Şerefe.."

Nasıl diyeyim beyler bilemedim. Baharatlı bir parfümü var. Tenine o kadar yakışmış ki...
Normalde rakı masasına oturduysan herkesle eşit ilgilenirsin. Hep öyle yapmışımdır, aksini saygısızlık olarak görür açık açık söylerim. Ama ilgilenemiyordum işte karşıdakilerle. Sigara yakıyor uzatıyor, nefret ederim ıslanmış sigaradan. O bile tatlı geliyor.

Sonra kağıt kalem aldı eline.. Başladı yazmaya. Litrelik yaş üzüm rakısı bitmiş, ikinci yetmişlik alınmış açılmış, Salatanın suyu bitmiş, telefonda çalınması gereken her şarkı arka arkaya çalıyor.

Taylan: iyi bir çocuğa benziyor..
"T": Ev arkadaşım, dert ortağım, çok severim onu. Asla yanlışını görmedim. Taylanlada çok yakıştılar..
Henry ( bendeniz ): Çok açıksözlü, ama çok tatlı yaaa..

Kağıdı çektim önünden:

Taylan: Çocukluk arkadaşım adamın dibidir. Bir çok grup ciks e dahil olduk. 5 kişiden defalarca dayak yedik. ( Bucalıyız ) Beni bir kere sattığını görmedim. Beni geç kimseyi sattığını görmedim ya. O ayrı.

"T" Ya nasıl desem iyi ki bu teklifi yapma cesareti göstermiş. Şeker gibi bir kız. Bende taylanla yakıştıkları kanaatindeyim.

iki kere esmer olan kız: Çok güzel kokuyor. Ona sarılıp uyumak istiyorum..

Aldı kağıdı okudu. Hiç tepki vermedi. Katladı ve boş rakı şişesinin içine attı..

Bu ne şimdi dıbına koyayım. ( Gereksiz gururlarım vardır ) Benim yüz düştü. tak akıyor yüzümden.