biraz daha yürüdük yol ikiye ayrılıyodu. bi taraf kalenin içine bi taraf magralara gidiyodu. magaralara giden taraftan yürüyelim dediler. ben kalenin içini gezmek istiyodum aslında. ne isimiz var magrada amk. bizim eleman 5li gruptan bi kız bulmus kendine. paso onunla gülüyor egleniyor sarılmalar falan filan. hızlıydı pekekent gerçi oda çok çekti ama olsun. bizim elemanın bi arkadaşı vardı gezide benim çok aram yoktu binle sevmezdim çıkarcı huur cocugunu.
eleman: aa gel bak fotograf makinesi var bizim arkadasta fotograf cektirelim
kız: anı olur ya güzel olur hadi gidelim canım
ne canımı lan amk. ne ara kaynastınız ne ara canım muhabbetine geldiniz. ben daha ismiyle bile hitap etmedim bi kıza. agzımdan lan lun düsmemis. kahvedeki okey partnerimmis gibi davranıyorum canım ne amk. sinirlendim orda gavata ama yapacak bişey yok adam hızlı kaptıgı gibi hatunu gitti. kaldık biz 4 kız 1 erkek. kızların hiç biriyle aram yok. beni tanımaya calıstılar biraz. iste sen hiç konusmaz mısın gibi saçma sapan klagib sorular. bilenler vardır kalede magra yolu patikaydı. bide sit calısması varmıs o zaman cevirmisler etrafı. keçi olsam yürüyemem dıbınakodumun yolunda. tutturdular burdan yürüyelim diye. dıbınakodumun evladı sen nerde ögrendin böyle sekmeyi. 3ü de atladı biraz çamurlu bi yer vardı. sıra geldi kömür gözlüme. kömür gözlüm atlarken düştü. beyler bacagı kırıldı sandım anasını gibiyim yüregim bi hop hop etti. hemen kosup kaldırdım.
+iyi misin?
-evet evet ufak bi kaza bişey olmaz
+emin misin bak kötü düştün
-ya yok bişeyim diyorum sen niye bu kadar heycan yaptın ki
+yoo heycan değil de neyse tamam.
elim zütüme dolanmıştı niyesini tam çözememiştim ama dolanmıştı işte. saat 12yi biraz geçmişti.