-
326.
+8mahperinin gidişi çok ani olmuştu benim için. zaten ayrılıklar önceden kestirilemez. önceden bilinemez. başkalarının ayrılıklarından zevk alan bi adamım amk ben. nesini seviyorum bilmiyorum ama birbirlerinden ayrılırken sarılıp ağlayan bi ana oğul görünce kız kavgası görmüş gibi sevinip izliyorum amk. ağladıkça ağlasınlar istiyorum. yada sevgililer , yada başka birileri. ama kendi kendime olunca hiç zevkli olmuyo. katille gene kaderlerimiz birbirine sarmıştı. zütü başı dağıtmış katile mesaj çaktım nerdesin diye. baya bi müddet sonra buluştuk. bedbaht haline bende ortak oldum. biraz kafa dağıttık sohbetti muhabbetti falan derken. her ayrılık sonrası erkek muhabbetine döndü olay. dedim katil niye böyle oluyo la. nası oluyo ibo dedi. dedim kanka hep seviyorum. hayvan gibi eşşek gibi seviyorum. sonra herşey yolunda giderken birden bire pat diye bitiveriyo olum bu kızlar niye böyle lan dedim. sonra kızlara aldık verdik bi soluk. katilde gazlıydı zaten biliyon mu. ne am bıraktı ne baş bıraktı koydu koydu durdu saatlerce. isyan ederek kalktık yerimizden. dedim olum eski halime dönüyorum bırak bu ne amk. şu halimize bak iki tane kıçı kırık kız bizi ne hallere düşürdü katil. looser gibi oturmuş birbirimizin şişesinin dibine bakıyoz amk içmese de ben yudumlasam diye. bu arada onu içme de ben yudumlayım diyip salladım bunun şişeyide. sonra kaldırdım kolundan tutup. gel la yürü gidiyoz dedim. bundan sonra bitti olum değer meğer işleri. artık vur geç hızlı takılacam dedim. klagib beyler. biliyosunuz. her ayrılık sonrası erkekler genelde kızlardan nefret eder. ayrılık sonrası kızların erkeklerden nefret etmesi gibi. bu seferde çapkınlığa saracaktım kendimi. eskisi gibi. eskiden de çapkın bi adamdım. lisede falan gitardı sazdı piyanoydu derken kızları çekmek için türlü numalarım mevcuttu. hepsini bir bir sıralar yerine göre konuşur yerine göre arkadaş olur yerine göre sadece köşede tutardım. üç kızı aynı anda idare ettiğim dönemleri özledim. ona atacağım mesajı başkasına göndermeyi falan. heycanlı ve liseli zamanlarımdı ama güzeldi lan. mahperi yoktu. burcu yoktu eda yoktu. ciks yoktu ama. acıda yoktu be olum. gülüyoduk her bi şeye deli gibmiş gibi. böyle böyle konuşarak sabahı ettik. sabah elimi yüzümü yıkadım. elim direk telefona gitti alışkanlıktan. mahperiye mesaj atmak için. ilk orda vurdu ayrılığın acısı. sildim numarasını falan hemen. ezberimdeydi tabiki de. gene de sildim telefondan. olmasındı. gerek yoktu. üstümü başımı giydim. her zaman ki gibi saatimi falan takıp parfümümü sıktıktan sonra gittim şirkete. ayrılığımız gerçekleşmişti ama henüz mahperi gitmemişti. şirketteydi. ayrılık sonrasındaki ilk görüşü de yaptık. o kadar garip geliyodu ki bi kaç hafta öncesine kadar aşkla bakan gözlerinin kaçışı. yada aşkım diyen ağzının birden soğuk soğuk hoşgeldin şef diyişi. çok garip tuhaf geliyodu. ama alıştım haliyle. mahperiyle aynı ortamda bulunmak istemiyodum. bu tip işler bana ters beyler. ayrıldıktan sonra kızla ilişiği keserim ben. yüzüne de bakmam. arkadaşta kalmam. nefret falanda etmem. öyle eski sevgili mesajları falan sallamam twitter'a facebook'a falan. silerim anında önüme bakarım. bunu da öyle yapmak istedim. gene beklemediğim şekilde terkedilmiş, eşşekten düşmüş karpuz gibi ortalarda kalmıştım. şirketten ayrılmak istedim. patronla görüştüm. efendim dedim bana yaptığınız emeklerden son derece müteşekkirim. çok memnunum. saolun varolun siz bana çok şey kattınız bende size elimden geldiğince hizmet vermeye çalıştım. ama artık ben ayrılmak istiyorum işime burda son verilsin. bende yoluma bakıyım belki daha sonra tekrar çalışabiliriz diyerek kısa ve öz bi konuşma yaptım. orda baya bi karşı çıktı patron. istifamı kabul etmedi. geri çevirdi. asistanı gönderdi yanıma. sonra olmayınca kendi geldi nasihatler falan. kaybetmek istemiyo haliyle verimli ve dürüst bi çalışanım. ama anladı kararlı olduğumu. hesabını kes kapat hesaplarını devirleri falan gerçekleştir yerinede fisunu koy dedi. gerekli işlemleri yaptıktan sonra şirketten aynı gün içerisinde işsiz olarak geri çıktım. mahperi şaşırmıştı. böyle bişey beklemiyodu haliyle. sonuçta kendi gidiyodu bir hafta 10 güne. neden çıktın ya falan diye geldi yanıma eşyalarımı toplarken. boşver ya konuşmayalım bunları. hadi kendine iyi bak dedim. saçmalama ibo ne güzel işin var saçma sapan şeyler yapma biz bittik diye ne bu falan dediyse de dinlemedim. kafamda bazı planlar vardı. dediğim gibi çevrem genişlemiş namım duyulmuştu bi kere. öyle ahım şahım bi nam olmasa da işsiz kalmayacak kadar tanınıyo biliniyodum. zaten eve gidip bir iki gün kendime vakit ayırıp toparlandıktan sonra telefonlar gelmeye başladı çevredeki şirketlerden. bekliyodum zaten bi tane firmadan telefon. beni görüşmeye çağırdılar. firma gayet büyük bi firma. aynı işlemler yapılıyo. ama bizden daha köklü bi firma olduğu için biz onlardan biriki gömlek aşağıda kalıyoduk. buraya girersem işler daha zor olacaktı ama terfi almış gibi olacaktım. neyse teferruatı geçiyorum beyler anlatması da sıkıcı sabah sabah. bu şirket bizim şirket gibi naif bi şirket değil. baya büyük bi şirket. zaten bu zamanlara gelmemde de büyük emekleri geçmiş bi şirket. gidip anlaştım konuştum görüşmeler yapıldı. ücrette anlaşıldı çalışma saatleri falan derken işe alındım. muhasebe de gelip başlıycam işe. şeflik falan gibi bişey yok finans müdürü var. oda bayadır çalışan birisi. diğeri gibi olmayacaktı burda haliyle direk şef olarak başlamıyacaktım tabi. adamlar da sağlam basarak gelmek istiyolardı haliyle. neyse. iş hanı gibi büyük bi yere kurulmuş bi iş yeri düşününbeyler. uzunca katlı otopark gibi bi kaç katı var. her katta 3-4 daire şeklinde tasarlanmış iş yerleri. iş yerlerinde şirketin ufak ufak bölümleri. muhasebe var 3 dairedeyiz. 2. katta. yanda depomuz falan var. dosyaların koyulduğu. yukarı katta daha adli işlerle uğraşan hanım ablalarımız cıbırlarımız falan mevcut. bizim bi altımızda pazarlama satış dağıtım var. her gün yeni elemanlar alınıyo. üniversiteli gençlerden falan tanıtım için ve iş imkanı olsun diye sağa sola gönderiyolar böyle reklam için. şirkette bunların alayının gider olarak kaydedilmesi mevcut. o nedenle bu bebelere ödenen 50-100 liralık meblağlar kendi kendini amorti ediyo. cebimizden bir kuruş çıkmadan işçi çalıştırıp standlarda reklam yapıyoruz. öyle düşünün. neyse beyler ilk şirketten ayrılıp ikinci işime başladım nihayet. masama kuruldum güzelce. yapacağım işlemler anlatıldı. ufak tefek şeylerdi. diğer şirkette yaptıklarımın yanında devede kulak. başladım çalışmaya.Tümünü Göster
başlık yok! burası bom boş!