+6
Bu samimi davranışları uğruna bulgurumu kaşıklıyorum, Hava hafif kararıyor. Mihribanın annesi onlarda kalmam için ısrar ediyor.
Onlarda kızlarının şu son günlerinde mutlu olsun diye uğraşıyolar be panpalar, kabul etmiyorum. Koşar adım annemin yanına kendi evimize gidiyorum.
Ertesi gün Mihriban geliyor bize. Tekrar köyle dolaşmaya başlıyoruz, Tatilde olan okuluna zütürüyor beni. 2 sınıf var ve heryer yıkık dökük. Burada bu çocuklar ders işliyor. inanılacak gibi değil, hatta sınıfın ortasında kocaman bir soba var. Söylediğine göre hocayla beraber yakıyorlarmış..
Akşam anneme Mihribandan bahsediyorum, onun için bişeyler yapmak istediğimden. Annemde üzülüyor olmalı ki kabul ediyor. Ben Mihriban Annem, ilçeye gidiyoruz. Köyden yaklaşık 20km uzaklıkta. 30bin nufuslu kasaba. Annem ona birkaç elbise ve ayakkabı alıyor. Mihribanı mutlu görüyorum,
“Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya doyurarak yahut başka bir ihtiyâcını karşılayarak, bir mü’mini sevindirmektir.” [Taberânî]