-
651.
+56*Tümünü Göster
-Ömerrrr. diyerek heyecan ve korkuyla kalktı yerinden Eylül.
elindeki kitap yere düşmüştü.
ama allahtan sesine ablam da eniştem de uyanmamıştı.
gerçi enişte davul çalsak yine de uyanmayacak gibi duruyordu ama önemli olan da ablamdı zaten.
tek niyetim ablamı görmek, iyi olduğunu bilmekti.
ablamı gördükten sonra arkamı döndüm ve kapıya doğru yürüdüm.
ok gibi fırladı eylül yerinden.
burda ne işi vardı, niye gelmişti bilmiyordum ama onu görmek iyi gelmişti beyler.
şaşırmıştım da aynı zamanda,
ama ağrılarım çok rahat bir şekilde gizlemişti şaşkınlığımı.
kareli kahve-beyaz gömleğimdeki kan lekeleri görünmesin diye üzerimdeki ceketin fermuarını boğazıma kadar çekmiştim.
dayak yerken yerden kalkamadığım için pantolon da leş olmuştu.
odadan çıkıp hemen kapının yanındaki oturma yerine oturdum.
Eylül meraklı gözlerle bana bakıyordu.
-Ömer ne oldu? diye sordu.
ben yokken adımı ablamdan, emrah'tan ya da enişteden öğrenmişti anlaşılan.
cevap vermedim.
verseydim bile ne diyecektim ki amk.
"kardeşin ağzımı burnumu kırdı elime verdi" mi diyecektim, ne diyecektim.
çaresizce sustum.
ama Eylül susacak gibi görünmüyordu.
-Ömer sana diyorum, noldu, kavga mı ettin? diye sordu tekrar merakla.
kavga etmemiştim, dayak yemiştim ama dil varmadı söylemeye tabi.
hem bu cevabı verdikten sonra muhtemel soru "kimle?" olacaktı.
susma eylemime kaldığım yerden devam ettim.
Eylül o anlık daha fazla ısrar etmedi.
koşarak, bulduğu ilk hemşireyi yanıma getirdi.
gelen hemşire şaşkındı.
-ne oldu size böyle, kaza mı geçirdiniz? diye sordu.
"evet kaza geçirdim, kamyon çarptı" demek istediysem de yine sustum.
hemşire yeni doğan servisinin hemşiresiydi.
içerden getirdiği gazlı bez tarzı bi şeyle elimi yüzümü temizlediyse de.
-bu böyle olmaz. diyerek danışma masasına geçti.
oturduğum yerden sesini duyabiliyordum.
acil servisten 2 kişi, 1 de sedye istedi.
"vay amk o kadar kötü mü görünüyordum harbiden" diye düşündüm.
eylül çaresizce yanımda oturdu, gözünü kırpmadan bana bakıyordu.
yanımda olması güç verdiyse de yine de oturduğum yerde yıkılıcam gibi hissettim bir an.
derken sedyeyle beraber 2 kişi geldi.
çok ısrar etseler de olay daha ciddi görünmesin diye sedyeye yatmayı kabul etmedim.
belki tekerlekli sandanye gelse ona otururdum ama sedyeye olmazdı.
-ben kendim gidebilirim. dediysem de bi kolumdan eylül diğer kolumdan hemşirenin yardımıyla zor kalktım yerimden.
"kırık olsa duramazsın" lafı geldi aklıma.
duramıyordum da zaten amk ama gücümün son damlasına kadar zorladım kendimi.
başlık yok! burası bom boş!