/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 551.
    +62 -1
    *
    babam selim ile birlikte arka koltuğa oturdu.
    hastaneye mi zütürsek, direk eve mi gitsek bilmiyordum.
    öylece gidiyordum düm düz.
    aradan bi 5 dk geçmişti ki Selim hüngür hüngür ağlamaya başladı.
    arabayı direk sağa çektim o panikle.
    babam da çok şaşkındı.
    -bi yerin mi acıyor. dedi çaresizce, cevap alamayacağını bilerek.
    selim ağlamaya devam ediyordu.
    ben arabadan inmiş, arka kapıyı açmış, eğilerek Selim'i kendine getirmeye çalışıyordum.
    -neden ayırdın abi, neden neden, bi kez daha vursaydım o huur çocuğuna. diyordu
    daha önce aynı durumu ben de yaşadığım için onu kolaylıkla anlamıştım.
    Selim sinirden ağlıyordu.
    hırsını alamamıştı.
    beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.
    aradan 5 dk kadar geçmişti ki ağlaması durdu.
    ben de arabaya binip yola devam ettim.
    kısa süre sonra selim şoku atlatmıştı.
    tam "niye kavga ettiniz?" diye soracaktım ki.
    -sen ne zaman geldin. diye sordu babama, Selim.
    -bu sabah oğlum. dedi babam.
    -hoşgeldin ama niye geldin. diye sordu meraktan. Selim benim gibi değildi, o daha gamsızdı, babamı beni gibi sorgulamayacaktı, sadece gerçekten neden geldiğini merak etti.
    selim'in ablamın mevzularından haberi yoktu.
    arka orta koltukta oturan babamla göz göze geldik.
    kafamı "bilmiyor" dermişcesine iki yana salladım yavaşca.
    onayladı o da.
    -sizi görmeye geldim. dedi.
    -iyi yaptın, özlemişiz. dedi selim
    "kendi adına konuş" demek istesem de daha az önce dayak yediğini düşünerek sustum.
    -ne kadar burdasın, gidecek misin tekrar. diye sordu Selim.
    babam:
    -düşünme şimdi bunları, ben daha burd... derken kestim sözünü ve akşama gidiyor dedim.
    -bu akşam mı. dedi selim şaşırarak.
    -eve geçelim de konuşuruz. dedi babam mevzuyu arabada daha fazla uzatmayarak.
    babamın bu sözüyle rotamız belli olmuştu, hastaneye değil eve geçiyorduk.
    babamı görmek iyi gelmişti Selim'e.
    az önce dayak yemesine rağmen yüzündeki bir kaç iz dışında iyi görünüyordu.
    belki de babamın yanında güçlü durmaya çalışıyor, rol yapıyordu, bilmiyorum.
    derken eve geldik.
    önce ben indim.
    Selim'in kapısını açtım.
    kolundan tutarak aşağıya indirdim.
    ardından babam indi.
    bahçe kapısı açıktı.
    içeri girdik.
    biz önden selim'le gidiyorduk.
    evin kapısına kadar gelmiştik ki babam bahçe kapısının olduğu yerden bize doğru bakıyordu.
    öylece duruyordu.
    belli ki duygulanmıştı,
    çok değil bi kaç sene önceki yuvası gelmişti aklına belki de.
    ona baktığımı görünce devam etti yürümeye.
    eve girdik.
    selim'i direk kanepenin üzerine yatırdım.
    dolaptan buz getirdim.
    -acaba hastaneye zütürüp bi pansuman falan mı yaptırsak. dedim babama bakarak.
    babam cevap vermeden selim atladı hemen.
    -bi şeyim yok benim, saçmalama ne hastanesi. dedi.
    hala erkekliğine tak sürdürtmemeye çalışıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster