/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +8 -7
    ESSELAMINALEYKÜM
    Şimdi kardeş ben niye burdayım.
    Burdayım çünkü sizlere doğruyu bildirmek istiyorum. Çünkü sizlere iki dünyadada mutlu yaşama sanatı olan islamı doğru tanıtmak istiyorum.
    Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. O sübhandır, ilim sahibidir.
    insanı yaratmıştır nedeni bir kudsi hadiste şöyle buyrulur Ben bilinmez bir hazine idim bilinmek istedim. O yaptıklarından dolayı sorgulanamaz zira herşeyin en iyisini bilir. insanada kendi külli iradesi yanında farklı bir cüzi irade bahşetmiştir ki insanoğlu ister iman etsin ister isyan. Evet insanoğlu isyan edebilir ki buda onu hem en değerli hemde en rezil yapabilecek özelliğidir. Bizi var etmeseydi biz istemedik hep acı çekiyor insanlık demişsin. Bence insan yokluğu hayal edemez ve isteyemez. Yok olacağına var olup en büyük acıyı çekmeyi tercih eder bence. Yokluk aklın alabileceği birşey değildir. Varlığına karşı çıkmayı şu örnekle anlatmaya çalışayım. Diyelim bir resim çizildi resimdeki şey canlandı(Allah dışında yaratmaya gücü yeten yoktur sadece örnek içindir). Şimdi bu canlanan şey çizere beni niye yarattın ulan ben istemiyodum bak daha güzel resimler çizmişsin benide onlardan yap dese nankörlüğün alasını yapmış olmaz mı. insana hiçbir şey olmasa varlık nimeti yetmez mi. Allah insanı yarattı ve onu sahipsiz bırakmadı. Ona nimetler bahşetti. Göz aydınlığımız ve yaşamanın nasıl olduğunu öğreten islamı bizlere ulaştırdı. muhafazid mustafayıda bizlere rahmet vesilesi kıldı. Bizlere doğruluğu, güzelliği gösterdi ve emretti. Zulmetmeyin dedi ve kardeş şüphesiz Allah kimseye zulmetmez kişi ancak kendisine zulmeder. Allah bizlere hem bu kadar nimet verdi hemde daha fazlasını vaad ediyor yeter ki ona boyun eğip zulum etmeyelim. Onun durumu öğrencilerinin hepsinin dersi geçmesini isteyen ancak hakedene hakettiğini vermek için sınav yapan bir öğretmene benzer.
    ···
    1. 1.
      +4
      Şöyle bir örnek vereyim o zaman mübârek,sen fakir bir ailede yetiştin ve sen fakirsin, gelirin belli yani, kesinlikle ve kesinlikle eminsin ki çocuğun olursa o da yokluk çekecek, arkadaşları gezip tozarken o evde oturacak, arkadaşları hamburger yerken o yemek yiyemeyecek, büyüyecek arkadaşları arabaya binecek oysa bazen otobüse binince bile bakiyesiz olacak, daha büyüyecek arkadaşları villarlarda yaşayacak o gecekondu köşelerinde,her sabah uyandığında titreyerek uyanacak..
      Şimdi varlığından benim şüphe ettiğim allah, tanrı,râb her ne dersen adına.
      insana ne kadar irade vermiş olursa olsun sonunda ne olacağını bilir değil mi?
      Muazzam bir güç sahibidir kendisi, bilmezse olmaz çünkü.
      Bu durumda,sen eğer bu çocuğu dünyaya getirirken tanrı görüşünde olsan, yani bilsen ki bu çocuk acılar çekecek, işe gidecek amirinden fırça yiyecek, ezilecek,ay sonu 900 lirayı tutuşturup eline yollayacaklar..
      Sen tüm bunları bilerek bir çocuk dünyaya getirir misin?
      Bu çocuk sana dönüp "bu hayatta hiçbir zaman mutlu olamadım,hep yoklukla büyüdüm, yoklukla ölüyorum, neden beni dünyaya getirdin bunları bile bile?" dese ne cevap vereceksin?
      Tanrınınki de bu hesap, şayet bir tanrı varsa senin cennete mi cehenneme mi gideceğin zaten yazıldı daha dünya varolmadan,o zaman bu yaşanan neyin derdi ?
      Ben de diyorum ki,eğer bir tanrı var diyorsanız,bu tanrı gaddardır, acımasızdır,yarattığına karşı içinde ne sevgi vardır ne saygı, bana yazılmış olan(allah sizi sever, merhametlidir)şeylerle gelme, bana gösterebileceğin bir şeylerle gel.
      Bu konuda da küçücük bir örnek vereyim.
      Yine bir çocuğun oldu, çocuğunu her gün yanına çağırıyorsun, gerçekten canını yakacak şekilde 2 tokat patlatıyorsun ve sonra "seni seviyorum oğlum" diyorsun,ya da bunu sana baban yapıyor..
      Senin çocuğun sana inanır mı ? Sen babana inanır mısın?
      ···
    2. 2.
      +1
      Sayın furious
      Yukarıda da belirttiğim gibi bence insan oğluna varlık dahi yeterli bir nimettir. Elbette bende istiyorum ki rahat ve refah içinde geçineyim ve bunun için çalışıyorumda. Fakirlik demişsin evet fakirlik çok kötü yoldaştır. Ağır bir imtihandır. Ancak ben doğacak oğlumun zengin mi fakir mi olacağını bilmediğimden içim rahat çocuk yapma konusunda. Fakat kesin olarak fakir yaşayacağını bilseydim dahi çocuğumun var olmasını isterim. Zira Allah ta böyle buyuruyor yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin diyor. Ayrıca çocuğun şunu bunu kıskanır demişsin valla bende zengini kıskanıyom ama 1 milyon liram olsa bmw ye binsem 1 milyarı olanı kıskanırım ferrariye bineni kıskanırım. Doğru söylüyorsun onun ilminin sınırı yoktur. insanın iyi, veya kötü olacağını bilir yaratmadan evvel dahi. muhafazid ismi Allah adının yanında arşta yazılı idi Adem aleyhisselamda muhafazid ismine hürmeten affedilmek dilenmiştir. Demem o ki Hz muhafazid daha o zamanda alemlere rahmet idi. Evet demek ki seninde benimde gideceğim yer belli. Fakat sen diyorsun ki bu neyin derdi. Bu şunun derdi kardeşim eğer Allah bana dünya hayatını yaşatmadan direk cehenneme atsa idi ben diyecek idim ki ben bunu haketmedim oysa şimdi eğer cehenneme atılacaksam diyeceğimki ya rabbi sen işinde en doğrususun ve ben sana uymayarak kendisine zulmedenlerden oldum.
      Tanrı gaddar mıdır?
      Çok güzel soru.
      Bir tanrı var diyorum.
      O öyle bir zat ki beni bir kan pıhtısından yarattı. Bana ilim ve şeref bahşetti ve beni bu dünyaya halife kıldı. O beni hem sınırsız megapiksellik kudretli bir gözle güçlendirdi hemde elimin arkasını göremeyecek kadar aciz bir gözle imtihan etti ve gücümün yanında ne kadar zayıf olduğumuda anlattı. O ki bana her saniye nefes bahşediyor. O sonsuz kerem sahibidir. Onun rahmet ve ikram denizleri asla kuruyacak değildir. O bana ilmide öğretti ve aklımı kullanmayıda. Ve bana bahsettiğin fakirlik ortadan kalksın diye zekat vermeyi emretti, fakire destek olmayıda.
      Çocuk olayına geleyim babam bana hayatımda vurmadı ancak vursa idi ona gene ses çıkarmanın yanlış olduğunu sanıyorum zira ana ve babam var olmamın veesilesi olmuşlardır. Onların vücutlarında bulunmuş ve zorluk çekmelerine sebebiyet vermişimdir. Ancak haksız yere bana zulmederlerse elbet bana zulmetmelerine engel olmaya çalışırım. Fakat tanrı adı üstünde adaletin ve mutlak ilim ve gücün sahibidir. O haksızlık etmez. Onun bizi sevmesinin kanıtı ise bizi ihtiyacı olmadığı halde var etmesi, sahipsiz bırakmamasıdır.
      Kardeş biliyorum ki sen bilimsel ve mantık çerçevesi içinde sağlam kanıtlar arıyorsun ancak ben belkide buna kuvvet yetiremiyorum. O nedenle çoğunlukla islami şekilde cevap veriyorum. Ancak bir tanrıya inanıyorsam zaten onun mükemmel olduğunu düşünüyorum demektir ve onu kendi sıfatları ve söyledikleriyle anlatmaya yeltenmemden daha doğal ne olabilir.
      Tümünü Göster
      ···
    3. 3.
      +4
      Çok güzel konuşuyorsun, buna lâfım yok lâkin gel gelelim şu baba mevzusu ile gireyim konuşmama ;
      Ben babana karşı çıkar mısın dememiştim, baban seni tokatlasa veyahût sen evladını tokatlasan sürekli ve sebepsiz yere sonrasında baban sana seni seviyorum dese/ya da sen çocuğuna desen,kim inanır buna, sebepsiz yere canı yakılan bir insan canını yakanın onu sevdiğine neden inanır ki?

      Bir diğer hususa gelirsek;
      "Bu şunun derdi kardeşim eğer Allah bana dünya hayatını yaşatmadan direk cehenneme atsa idi ben diyecek idim ki ben bunu haketmedim oysa şimdi eğer cehenneme atılacaksam diyeceğimki ya rabbi sen işinde en doğrususun ve ben sana uymayarak kendisine zulmedenlerden oldum. " dedin,iyi dedin, güzel dedin.
      Ne zaman islam dinine mensûb biriyle tartışsam aynı cevabı aldım, yahu kardeşim,sen şimdi elinden geldiğinde müslümanlık gereklerini yapıyorsun, kimsenin içini bilemem de,diyelim sen harikulade bir müslümansın, hayatın boyu zinayı geç, kadınları aklından bile geçirmedin, içkiyi,şarabı geç, üzüm yemedin, anason tarlasının yanından geçmedin..
      Hiç günah işlemedin, işledinse de istemeden oldu.
      Ve mahşer günü geldi, sorgudasın,senelerce kulluk ettiğin allah dedi ki,sen sonsuz cehennem azabıyla cezalandırıldın.
      Attı seni cehenneme, cevabın ne olacak ?
      Hiçbir şey olamayacak sanırım,bu aynı şeye tekâbul eder.
      Ben zaten cehenneme gideceksem ne gerek var bunca zulme.
      Dediğinden çıkan şudur, allahın ispat etmeye çalıştığı yani ;
      "Bakın yarattıklarım,ben hanginizi cehenneme atacağımı, hanginizi cennete atacağımı zaten biliyorum, sizi dünya yaşamıyla tanıştırdım ki,cehenneme atacaklarım sebebini bilsin..Lâkin unutmayın, hayat çizginizi ben çizdim, hayatınızın her anında ne yapacağınızı ben seçtim,bir sene içinde kaç gram et yiyeceğinizi, kaç metreküp oksijen alıp kaç metreküp karbondioksit vereceğinizi ben zaten yazdım, tüm bunlara rağmen, aranızdan benim seçtiklerim cennetime, gelmesini istemediklerimse cehennemime gidecek, evet sizleri dünyaya yollamadan sanki tüm dünya yaşdıbınız varolmuş gibi bilinçlerinize aktarabilirdim,ama önce dünyada sizi dünya kederiyle üzmek sonrasında da cehennem azabıyla cezalandırmak istedim, çünkü ben sadistim"
      Sanırım varılacak tek nokta budur, evet,tanrı varlığı durumunda gaddardır, gaddarların en kötüsüdür, bütün katillerin yaratıcısı, katillerin en büyüğüdür, yarattığı kullarına insanları öldürmeyin diye emreder, aynı zamanda öldürme emrini de kendisi verir..
      Tümünü Göster
      ···
    4. 4.
      +1
      Dediklerini ana başlıklara toplayalım
      1- sebepsiz yere canı yakılan bir insan canını yakanın onu sevdiğine neden inanır ki.
      2-senelerce kulluk ettiğin allah dedi ki,sen sonsuz cehennem azabıyla cezalandırıldın.Ben zaten cehenneme gideceksem ne gerek var bunca zulme.
      3-herşey tanrının elinde, herşeyi kendi belirledi kafasına göre, cehennemlikleri kanıtlamak için yaşattı, katili, kötüyü besliyor ve en kötü o.

      Kardeş mantıksal cevap vermem biraz zor haliyle dini cevap vereceğim elimden geldiğince.
      1. maddeye zaten cevap verdiğimi sanıyorum Allah'ın insanı var ettiğine ve ona sayılamayacak nimetler bahşettiğini söylüyorum. Ancak evet o ahirette mükafatı arttırmak için insanı test ve imtihan ediyor. Sana acı ve ızdırap olarak gelen şeyler müslümana ödül gibi gelebilir zira o dert sayesinde yükselecektir. Görelim mevlam neyler neylersse güzel eyler. Öğretmen örneğinde hocanın zor sorması gibi düşün öğrenci ulan hocaya bak ne kadar zor soruyo bide diyoki ben sizin kazanmanızı istiyom. Oysa o zor sorularla fark atılır sınavda.

      2- Adamın biri 500 sene ibadet etmiş secde halinde ölmüş, öyle dirilmiş. Hesabı görülmüş. Allah buyurmuş kulumu rahmetime dayanarak cennete koyunuz. Adam demiş hayır bilakis amellerime mukabil. Nimetlere mukabil ameller tartılmış adamın ameli bir göz nimetine yetmemiş. Cehenneme atılacakken adam demiş ya rabbi beni rahmetinle cennetine koy. Allah der kulum seni yoktan kim var etti? Sen ya Rabbi. Seni yoktan var etmem senin amelin sebebiyle mi oldu, yoksa benim rahmetimle mi? Senin rahmetinle ya Rabbi. Beş yüz sene ibadet etme gücünü sana kim verdi? Sen ya Rabbi. Birçok nimet daha sayıldı soruldu kim verdi? Cevap aynı sen ya rabbi Bütün bunlar benim rahmetimle oldu. Ve ben rahmetimle seni cennete koydum. Bir de hadis ekleyeyim. “Hiç kimse kendi ameliyle felâha eremez. Cennet sahibi olamaz.”
      -Sen de mi ya Resûlullah?
      -Evet, ben de... Ama Rabbim beni rahmetine garketmiştir. Gördüğün üzere bizler cennete ancak Allah'ın rahmetiyle cennete ve nimete erebiliriz.

      3-kardeş yoruldum ya editler cevaplarım sonra bu cevaplarda kimi tam değil kimi yeni sorulara yol açıyor ama elimden geldiğince cevaplayacam vakit olunca haydi eyvallah
      ···
    5. 5.
      +1
      ilk yazdığına en altta cevap verdim. varlığın çok muteber birşey olduğunu düşünmüyorum bilakis, sonsuz cehennem ihtimali varlığı daha da anlamsızlaştırıyor.

      kaldı ki dediklerin doğru olsa bile tanrının bir pgibopat olduğunu tasdikliyor. kuralları kendi koyup, kendi oynuyor, ona bu hakkı verense bizi yaratmış olmasıymış.

      tanrının kobay hayvanları mıyız biz ?
      ···
    6. 6.
      0
      Sayın feyd rautha harkonnen

      Sorularınızı elimden geldiğince yanıtlamaya çalıştım ve ayrıyeten daha doyurucu olması için Prof Dr. Alaaddin Başar’ın bir yazısınıda koydum.

      Evet dediğiniz gibi siz varlığın çok muteber bir şey olmadığını düşünüyorsunuz. Ben ise varlığın en güzel şey olduğunu. Yokluğunu insanın kavrayamayacağını, isteyemeyeceğini hatta hayal dahi edemeyeceğini düşünüyorum. Bu nokta bizim hareketlerimizi farklılaştıran ve tanrıya bekış açımızı şekillendiren en önemli yer.
      Siz cehenneminde varlığı anlamsızlaştırdığı görüşündesiniz. Ben ise cennetin ucuz değil cehenneminde lüzumsuz olmadığı inancındayım. Sebepleri gene aramızdaki inanç farklılığından gelmekte. Siz cehennemin zulüm aracı olduğu kanaatindesiniz. Ben ise cehennemin insanı zulüm etmekten alıkoyan bir perde ve zulmedeni zulmüne karşılık cezalandıracak bir araç olarak görmekteyim.

      Son olarak gelelim tanrı bir pgibopat mıdır?

      Yani tanrı empati ve vicdandan uzak mıdır.

      ilk bakışta haklı gibi gözüküyosun. Tanrı insanı yarattı zevki için, insanın cehennemlik olduğunu bile bile yarattı. Kötülüğe izin verdi. Sonra yetinmedi bide cehennemde yakacak.

      Ey güzel kardeşim kuralları kendi koyan Allah evet ancak bu kurallar, bu oynanan yer senin için yaratılmadı mı? Bak etrafına ne görürsen senin içindir, senin rahatın için düzenlenmiştir. Cennet ise çok daha güzelidir şüphesiz. Allah kendi mi oynuyor. Yoksa aklın ve onu kullanmanın güzelliğine vakıf olduğunu düşündüğüm sen kendi cüzi iradeni yok mu sayıyorsun. Elbette bu oyunu sen oynuyorsun Allah elbette yapacağını biliyor ve hatta fiilleri dahi o yaratıyor ve yapman sana izin veriyor. Ancak sen kendi isteğinle iyiyi veyahut kötüyü seçiyorsun.

      Kobay hayvanlığı demişsin. Allah insanı öyle yarattıki ona öyle imkanlar verdi ki insan en şerefli mahlukat sıfatına sahip olabilir. Ancak bunun yanında isyan ederek ve zulmederek hayvandan dahi alt bir konuma düşebilir. Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.

      Şimdi Allah demek istiyorki insanın yaratılmasının bir sebebi var ve ben onu bilirim. Bu noktadan itibaren Prof Dr. Alaaddin Başar’ın yazısıdır kardeşim.

      Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmadığını kainata ve içindeki faaliyetlere bakan bir insan görebilir. Biz bir düşünelim dünyaya gelmeden önce kainatın neyi ekgibti de biz geldikten sonra tamamladık. Veya ibadetimizle ne yapıyoruz ki Allah’ın herhangi bir ihtiyacı görülüyor. Öyleyse sizin düşündüğünüz şeyin kesinlikle yeri olmadığını akli ve vicdani olarak anlıyoruz.

      Allah her şeyi kemaliyle bilendir. Ama bu bilmesi bizi yönlendirmesi anldıbına gelmemektedir. Çünkü O’nun ilmi ezelidir. Yani geçmiş, gelecek ve şimdiki zamanı aynı anda müşahede eder. Ve herkes vicdanen bilir ki, istediğim şeyi yaparım, konuşurum istemediğim şeyi yapmam. Bu kaideye göre Allah bizim ne yaptığımızı bilir. Ama biz de yaptığımız şeyin irademizle olduğunu vicdanen ve alken biliriz.

      Allah bizi kendisini tanımak ve kendisine layık olacak şekilde ibadet etmek için yarattı. Bu vazifeyi yerine getirecek alet ve cihazları da yaratmıştır. Yani bizden istenen şeyler ile bunları karşılayacak sermaye dengelenmiş vaziyettedir. Buradan herhangi bir adaletsizlik olmadığını anlaşılıyor. Fakat Allah’ın bizi yaratırken bize sorup sormaması ise, tamamen Allah’ın iradesini kısıtlamak anldıbına gelir.

      Oysa Allah la yüs-el dir. Yani yaptığı işlerden sorguya çekilmez. Ama kainatta yaptığı ve yarattığı herhangi bir hadisenin hikmetsiz veya adaletsiz olduğuna dair hiç kimse bir kanıt öne sürememekte. Çünkü, kainatta hikmetsiz ve abes olabilecek bir durum yoktur. Günümüzde evreni en ince ayrıntısına kadar inceleyen bilim adamları bunu bize söylemekteler.

      edit: entry sığmadığı için bi alta devdıbını koyucam.
      Tümünü Göster
      ···
    7. 7.
      0
      Allah’ın insanı yaratmasının çok hikmetlerinden birisi ibadettir. Çünkü:

      1- Allah insanı imtihan için yarattı. Bu hikmet insanın yaratılmadan olamayacağı kesindir.

      2- Allah kainatta tecelli ettiği cemal ve kemalini hem kendisi – kendine mahsus bir şekilde – görmek hem de başkalarının gözüyle görmek istiyor. Başkasının görmesi derken bunların başında insan gelmektedir. Bu hikmet de yine insanın yaratılmasını gerekli kılıyor.

      3- ibadet için yarattı. Bu hikmetin yerine gelmesi için var olan birisi gerektir.
      Yaratılmadan ibadetin yerine gelmesi mümkün değildir. Burada yaptığımız ibadetin miktarına göre cennette ki yerimiz hazırlanıyor.

      4- Allah’ın herşeyden daha büyük olduğunu ilan etmek, ve Allah’ın emirlerini yaymak. Bu hikmetin yerine gelebilmesi için, hem tebliğ edenin hem de tebliğ edilenin yaratılması icap eder.

      5- Bir çekirdeğin ağaç olması için toprağa girmesi gerektiği gibi, insanın da yetişip olgunlaşmsı ve terakkisi için dünya tarlasına gönderilmiştir.

      6- Eğer başka alemde yaratılsaydık o zaman da neden bu alemde yaratıldık diye sormamız gerekecekti. insan için en mükemmel imtihan salonu bu olduğu için buraya gönderildik denilebilir.
      işte tüm kainatta rastlanılamayan hikmetsiz iş ve fiillere elbette şeriattada rastlanmaz. Yani bizim taşıyamayacağımız işleri Allah bize yüklemez. Bütün hayvanlara, bitkilere ve cansızlara vazifeler yükleyen Allah, elbette bize de bazı vazifeler yükleyecektir. Yoksa tüm kainatta mevcut olan hikmet, insanlar yönünden abes olacaktı. Hiçbir işinde abesiyet ve çirkinlik olmayan ve bu gibi şeylerden münezzeh olan Allah, elbette insanlara da taşıyabilecekleri bir yükü yüklemesi gerekmektedir.

      Kâinatın ömrü milyarlarca yıl ile ifade ediliyor; insanlık âleminin ömrü ise on binlerce seneyle. Henüz insan nevi yaratılmadan, bu hadis-i kudsîde verilen haber, öncelikle melekler âlemine bakıyordu. Allah’ı bilen, eserlerini temaşa ve tefekkür eden, O’na isyandan uzak bu mübarek varlıklar, hadis-i kudsîde verilen haberi ibadetleriyle, tesbihleriyle, itaatleriyle, marifet ve muhabbetleriyle tahakkuk ettirmiş oluyorlardı. Hayvanlar âlemi de yaratılış gayelerine tam uygun bir hayat sürmekle, ruhları yönüyle, melekleri andırıyorlardı. Bitkiler âlemi ve cansız varlıklar da mükemmel bir itaat ile vazife görüyorlardı.

      “Hiç bir şey yoktur ki Allah’ı tesbih ve O’na hamd etmesin,” mealindeki âyet-i kerimede geçen “şey” tabiri, canlı-cansız her varlığı içine alır. Her şey O’nu tesbih eder ve O’na medih ve senada bulunur.
      Cenab-ı Hak, bütün bu tespih ve ibadetlerin çok daha ileri derecesini icra etmeye kabiliyetli bir başka mahiyet daha yaratmayı irade buyurdu: işte bu ulvi mahiyet, arzın halifesi olacak olan insandı. Cenab-ı Hak, topraktan bir insan yaratacağını meleklere haber verdiğinde, yukarıdakine benzer bir soru, meleklerden de gelmiş ve onlara cevaben, “siz benim bildiklerimi bilemezsiniz,” buyrulmuştu.

      imtihana tabi tutulan ve kazanmaları halinde melekleri geçecek olan bu yeni misafirler, âyet-i kerimede de haber verildiği gibi, ancak Allah’a ibadet için yaratılmışlardı.

      “Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” Zariyat, 56

      Âyette geçen “ibadet” kelimesine bir çok tefsir âliminin “marifet” mânâsı verdiği dikkate alındığında, bu insanın, Allah’ı tanımak, varlığını, birliğini bilmek, sıfatlarının sonsuzluğuna inanmak, mahlûkat âlemini de hikmet ve ibret nazarıyla temaşa ve tefekkür etmekle vazifeli olduğu anlaşılıyordu.

      Bu mümtaz mahlûk, sadece cemal tecellilerine muhatap olmayacak, Cenab-ı Hakk’ın hem cemal, hem de celal tecellileri ile ayrı ayrı imtihanlara tabi tutulacaktı.

      Nitekim öyle oldu ve öylece devam ediyor. Nimetler, ihsanlar, ikramlar, güzellikler, sıhhat, afiyet, ferah, gibi haller hep cemal tecellileridir. Ve insanoğlu bunlara karşı şükredip etmeme şıklarından birini tercihle karşı karşıya. Maalesef, nefis ve şeytanın galebesiyle çoğu insan, cemal tecellileriyle sarhoş olup bu imtihanı kazanamıyorlar.

      imtihanın diğer yönü, hastalık, musibet, bela, afet, ölüm gibi celal tecellileri... Ve neticede sabır, tevekkül, teslim, rıza, imtihanına tabi tutulma. Akıl aksini düşünse de gerçek şu ki, bu imtihanı kazananlar, birincilere nispetle çok daha fazla.

      Bundaki hikmet şu olsa gerek: Musibet ve hastalıklar, insana kul olduğunu, aciz bir varlık olduğunu çok iyi hatırlatıyor, ders veriyorlar. Konumuza ışık tutacak bir Nur cümlesi: “Fâtır-ı Hakîm, insanın mahiyet-i maneviyesinde nihayetsiz azîm bir acz ve hadsiz cesîm bir fakr dercetmiştir. Tâ ki, kudreti nihayetsiz bir Kadîr-i Rahîm ve gınası nihayetsiz bir Ganiyy-i Kerim bir zâtın hadsiz tecelliyatına câmi’ geniş bir âyine olsun.” Sözler

      ibadet ve marifet için yaratılan insan, bu vadide mertebe kat edebilmek için aczini ve fakrını hissedecek, sürekli olarak Rabbine sığınacak ve Ondan medet dileyecektir. Duadan geri durmayacak, huzuru yakalamaya çalışacaktır. Bunlar ise başta nefis ve şeytan olmak üzere, dünya hayatında insanı, medet dilemeye ve sığınmaya zütüren her türlü musibet, hastalık, çaresizlik ve sıkıntılarla mümkün.

      Çaresizlik içinde kalıp Rabbine sığınan ruhlar, bu dünya imtihanını kazanma noktasında müsbet bir puan almış oluyorlar. Ama, refah, sıhhat ve saadet gibi tecellilerde insanoğlu, aczini anlamak yerine, bunlara meftun olup, kul olduğunu unutup, gaflete dalabiliyor.
      Konunun çok önemli bir yanı da şu: Marifetullah, yani Allah’ı tanıma denilince, bütün isim ve sıfatları dikkate almak gerekiyor; sadece cemalî isimleri değil.

      Allah, Rahman olduğu gibi Kahhar’dır da. izzeti tattıran da Odur zilleti çektiren de. Bu dünyada sadece cemalî isimler tecelli etse ve insan sadece bunlara muhatap olsa idi marifeti noksan kalırdı. Bu imtihan meydanında, insanoğlu Allah’ı hem celal, hem de cemal sıfatlarıyla tanımak durumunda. Ahirette ise, yollar ayrılacak. insanların bir kısmı ibadet, ihlas, salih amel ve güzel ahlâklarına mükâfat olarak, cennete girecek ve lütuf, kerem, ihsan gibi nice cemal tecellilerine, azamî ölçüde ve ebediyen muhatap olacaklar. Küfür ve şirk yolunu tutarak dalalet ve sefahate düşenler ise celal, izzet ve kahır tecellileriyle karşılaşacaklar. Böylece, ahiret yurdunda, Allah’ın hem cemalî hem de celalî isimleri en ileri mânâda tecelli etmiş olacak.

      Kardeş bir sürü yazı yazdım 2000 kelimeye yaklaşıyor daha ben senin istediklerini açılayamadıysam ben bu işi beceremiyorum demektir. ilacın ve cevapların başka bir yerde demektir. Elimden geleni yaptım umuyorum islamı bir nebze olsun doğru tanıtabilmişizdir ve istediğin cevapları bir gün bulursun. Sağlıcakla kalman dileğiyle...
      Tümünü Göster
      ···
    8. diğerleri 5
   tümünü göster