Nevzat hoca nevzat hoca...
Aklımdan çıkmak bilmiyordu. Köyüme dönüp neler yapıyor diye bir bakayım dedim. Köye gelir gelmez ayağımın tozuyla okula gittim. Nevzat hocaişi bırakıp kasabaya taşındı dediler. Doğruca kasabanın yolunu tuttum. Müstakil bir evde oturuyordu canım hocam. Evin kapısını çaldım ve nevzat hocanın kapıyı açmasını bekledim. Çok geçmedi kapı açıldı. Nevzat hocaa... Ahh ah yılların satırları yüzüne yansımış yaşlanmıştı. Hocam diyip elini öpebildim sadece. Hoşgeldin oğlum diyip beni içeri buyur etti. Hemen bir bardak çay ve birazda püskevit getirdi. Bi an babam geldi aklıma. Babam ulan babam bana bir biskuvi getirmeyen adam. Neyse konuyu dağıtmayalım... Havadan sudan muhabbetler ettik nevzat hocayla. Durumumu gördü anlattım. 1-2 saat dertleştik ve sonunda o soruyu sormanın vakti gelmişti. Boğazım düğümlene düğümlene sordum. Hocam benim babam siz misiniz?
Nevzat hoca durdu. Düşündü düşündü ve evet diyebildi sadece. Gözlerim doldu ve hiddetle kalkarak kemerimi açmaya başladım. Bu zamana kadar nerdeydin huurçocuğu diye bağırırken cebimden çıkardıgım motor yağını penisime boca ediyordum. Nevzat hoca yılların verdiği yorgunlukla kapıya doğru kaçmaya çalışıyor ama geri çektiğim için düşüp duruyordu. Kapattım kapıyı beyler kilitledim. Nevzat hoca yapma oğlum ben senin babanım dedikce tokatlıyıp orasına burasına öpücükler konudurup kızartıyordum
* : Elimde kalan motor yağının son damlalarını o küçük zütüne boşaltıp sağ lobuna minik bir buse kondurdukdan sonra nevzat hocamın içine girdim. Hocam demişim , Babama...
işim bittikden sonra bir sigara yaktım nevzat hoca köşede ağlıyor , kirlettin beni diyordu... Bunları hakettin nevo diyip pantolonumu çektim ve evden çıktım.
Şu an hilali gibmeye gidiyorum.