+1
Çünkü bu iki dünyanın içinde bulunduğu zaman birbirinden farklı olacak, farklı akacaktı. Zaman sizin anladığınız gibi düz bir çizgide akmıyor. Bunu şimdi sadece tek bir dünyada düşünürseniz aynı dünyanın içinde farklı zamanlar ortaya çıkar. Her farklı zamanda farklı bir boyut yaratır. Hep düşünürsünüz ve anlarsınız tek boyut, iki boyut ve üç boyut. Peki, farklı dördüncü bir boyut ve beş ve on veya on birinci boyut. Eğer iki boyutlu bir dünyada yaşasaydınız üçüncü boyutu algılayamayacaktınız. Bu sizin dediğiniz gibi yükseklik ve genişlikten oluşacaktı. Derinliği fark edemeyecektiniz. Ancak üçüncü boyutta ki sizin fark ettiğiniz boyutu fark edecekti. Ancak farklı bir zaman boyutunda olacaktı. Bizim dünyamız üç boyuttan ibaret değil…” Bu anlattıklarından sonrada uzunca fizikle uğraşan bilim adamları gibi bizlere zaman mekan kavramlarını anlattı. Bazen kuantum fiziğine daldı bazen genel görelilik kurdıbına ve farklı teorilere bazen de tüm bunlara alternatif insanlar tarafından henüz bulunmamış teorilere. Eğer fizikçi olsaydık anlattıkları gerçekten çok işimize yarayacak, anlattıklarını daha iyi anlayabilecek, yeni ufuklar açacaktı bizlere. Ancak fizikçi olmadığımız için anlattıklarını sadece kavramaya çalıştık. Tam olarak nasıl bir boyut olduğunu nasıl bir zaman olduğunu anlayamasak da genel olarak ne demek istediğini anladık. Anlattıklarından yola çıkarak bunları özetlersek onların fiziksel bedenleri bizler gibi katı halde değil enerji halinde. Onlar için belirli bir büyüklük genişlik derinlik olmasına gerek yok. Bizler sadece gözümüzün algılayabileceği şeyleri görürken onlar için durum öyle değil. Atom altı boyutlara bile ulaşabiliyorlar. Tüm maddenin atomlardan atomlarında enerjiden meydana geldiğini düşünürsek her şeyi hissediyorlar. Bedensiz olmaları onlara böyle avantajlar sağlıyor. Boyutları farklı olduğu için zamanları da farklı oluyor. Anlattığına göre bizler hızlı bir zamanda yaşıyormuşuz. Onlar için zaman çok daha durağan ve akmayan bir zaman.