+4
sustu. bir anda durdu. sanki ilk gün konustugumuzdaki gibiydi elleri ve ifadesi. parmaklrını yanagıma sürttü. dudaklarıma dokundu. belki bu sefer , farklı hissetmek istemisimdir dedi. ben sasırmıstım. benimleyken farklı hissetmiyomusun diye bir soru yönelttim. güldü. çok güzel gülüyordu. o gülünce gülmemem elimde değildi. ben de güldüm. ama ciddi oldugumun farkındaydı. ve onunda hiç saka yapar gibi bi gülüsü yoktu. çok masum ve sevimli gülmüştü. hayır tatlım dedi. ben seninle gecirdigim her dakikayı önemsiyorum. sen benim yanında en mutlu oldugum kisisin. ama bilmiyorum. belki açgözlülük yaptım. belki daha fazla ilgini istedim bilmiyorum hayatım. dedi. hala kulagımda o sözleri söyledigi gün gibi yankılanıyor sözleri. sadece mutluluk vardı aramızda. birbirimizden hiçbişey ummuyorduk. sadece gözgöze geldiğimizde kızarıp gülüyorduk. ben onun uzun zamandır böyle ilgi görmediğinin farkındaydım. ailesini kaybettikten sonra ona kim ilgi gösterecekti ki. benim gösterdiğim ilgiden çok memnun ve mutlu oldugunu hergün farkettiriyordu. ama ben onun ne demek istedigini anlamaya çalısıyordum. belki benden daha fazlasını bekliyordu belki beni hayatında o kadar önemli bi noktada görüyordu. hemen orada ona sıcaklıgımı hissettirmek için sarıldım. kucagıma aldım. burnundan öptüm. en çok neyini seviyorum biliyomusun dedi. neyimi dedim. dudaklarını dedi. gülümsedim. dudaklarıma bi öpücük kondurdu. nedenini bilmiyorum yada hatırlamıyorum ama ordan otobüse binip onların evine gitmiştik. ve sonraki birkaç gün okula gitmemiştik. belki tatildi hiç hatırlamıyorum gerçekten. evlerine gittiğimizde bazı esyaların yerlerinin bikaç hafta öncesine göre değistigini gördüm. sebebini sordum.