+73
-1
*
Gececilerden biri gelmişti.
selam verip içeriye oturdu.
ben 2. katın penceresini kestiğimden çardağa çıkmıştım.
yarım saat kadar geçmişti.
hiç bir hareket yoktu.
yapacak bi şey yoktu.
"olum ömer salça olma kimseye, gibtir git evine yat zıbar" dedim kendi kendime.
arabaya bindim.
kontağı çalıştırdım.
bir iki ara gaz verdim dikkat çekmeye çalışan ergenler gibi.
belki duyar da bakar camdan diye son bir ümit.
ama o da yememişti.
bastım gaza.
ev hemen 2 sokak ötedeydi.
daha durağın sokağından dönmemiştim ki arka koltuktan bir telefon sesi duydum.
"hay amk kim bilir kim unuttu" dedim.
telefonu elime aldım.
nokia 6630.
liseli binler bilmez, altı yuvarlak armut gibi bi telefon.
zamanının son modellerinden.
bu bizim kızın telefonuydu amk.
"emre" diye biri arıyordu.
lan açsam mı acaba diye düşündüysem de olaylar iyice taka sarmasın diye ellemedim hiç.
sessize almayı da bilmiyordum o yüzden hiç ellemeden ön koltuğa koydum telefonu.
"telefonu yarın zütürür, bi gün daha onu görmüş olurum" diye düşündüm.
evin önüne gelmiştim.
arabayı parketmiş ama henüz inmemiştim.
telefon belki 3. kez çalışıyordu ard arda.
bi ara mesajlarını mı okusam mevzuyu çözmek için acaba diye düşündüysem de sürekli arayan bin buna müsade etmiyordu ki.
zaten zütüm de yememişti, okumadım mesajları, hiç bi şeyi karıştırmadım beyler.
demin farketmediğim ayrıntı şimdi gözüme çarpıyordu...